MENÜ

Tarihi yaşamak

Abone Ol Google News

* 2000 yılında yapılan Avrupa Şampiyonası’nda da ilk 8’e kalmıştık. Ay-Yıldızlı ekibimiz hangi yanlışlar yüzünden Portekiz’e elendi?
Yıl 2000... Hollanda’dayız... Yer, Amsterdam Hilton Otel’i... Türk Milli Takımı, tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek final maçına çıkıyor. Ev sahibi Belçika, 2-0’lık skorla geçilmiş, talihsiz İtalya mağlubiyetiyle başlayan ve çıkılamaz denilen gruptan sıyrılmanın sevinci doyasıya yaşanırken, ülkeden uzakta gönül birliği yapmış insanlar, kamp koşullarının elverdiğince sevincini de tam yaşayamadan çeyrek finale yükselmenin ve başlayacak maçın heyecanı ile hazırlıkların sürdüğü anlar...

Alpay, Arif, yenilgi ve dönüş
Tugay Kerimoğlu, istenmeyen bir biçimde kamptan ayrılmış; Fatih Terim, alınıp-alınmaması, ödenecek miktarın çok olup-olmadığı konusu neredeyse ülke sorunu olmuş; Milli formayı ‘para için taşıyorlar’ yaftası futbolcuların göğsünde, onların isyanı ise, kendilerini anlatamamak. Bu zorlu karşılaşmaya mı hazırlansınlar, kendilerini mi anlatsınlar sıkışıklığını kamp içinde çözmeye çalışan bizlerin koşuşturduğumuz günler. Ve o müthiş gün; Türk futbol tarihinde bir ilkin yaşandığı çeyrek final maçı başlangıç düdüğü ile birlikte Portekiz’in; Figo’su, Deco’su, Couto’su, Vitor Baia’sı, Pinto’su Pauleta’sı kısacası Avrupa’nın yeni yükseleni, küçük Brezilyası ile yapılan maç, atılan Alpay, kaçan Arif’in penaltısı ve alınan mağlubiyet ile eve dönüş...

Bugünkü tablonun aynısı
İkinci kez katıldığımız Avrupa Şampiyonası’nda bir ilki gerçekleştirmenin tamamlanamamış gururu ve yarım kalmış sevinci, o günden bugüne, arta kalan adeta hatıra defteri...
Bu olayların başına tarih koymasam; bugün zannedilebilecek bu tablo, kışkırtılan öfke ve stresin dışında, birbirinin kopyası gibi...
Ne tırmandırılan sinir katsayısı,
ne yapılan iletişim kazası,
ne de sapkınlığa vardırılacak davranışların hiçbir kazancı olmadığını ve olamayacağını hatırlatarak bugüne gelelim....



* Aradan 8 yıl geçti. Aynı ortamı yaşamış biri olarak Hırvatistan karşısında galibiyet için ne yapılması gerekiyor?


Hırvatlar’ın da aynı sayıda katıldığı Avrupa Şampiyonaları’nda bizim gibi bir kez çeyrek final kapısından dönmüş olmaları enteresan bir tesadüf olsa gerek! O günden bu yana ne onlar, ne de biz çeyrek final çıtasını atlayıp, yarı finali göremedik. Bu demektir ki, her iki taraf için de tarihi maçlardan biri oynanacak. Herkes her şeyin farkında ve şartlar ne olursa olsun, A Milli Takım’ın yanında durmaya çalışırken, akordu bozuk seslere kulak tıkayarak sahaya bakalım.

İki milliyetçi ülkenin maçı
Turnuvanın iki buçuk futbol milliyetçisi ülkesi var. Bunlardan biri; Hırvatistan, diğeri de Türkiye... Buçuk olanı ise; Rusya. ‘Haydi koçum... Analar, şehitler, ablalar, kardeşler’ dendiğinde kanı kabaran iki ülkenin bu enteresan karşılaşmasında, gönülden ve coşkuyla oynayan Hırvatlar karşısında maçı almak istiyorsak, önce eksik kalmayalım, oyunu 90 dakika keyif alarak oynayalım. Çeyrek finale çıkan bir takımın büyüklüğünü ve futbol kalitesini sahaya yansıtmaya çalışalım, tahriklere kapılmayalım. O gün Couto’nun Alpay’ı attırdığını aklımızdan çıkartmayalım. Öyle bir maça çıkıyoruz ki, keskin bıçak gibi. Her iki taraf da farklı skorlarla birbirini yenebilir. Oyundan atılanlar olabilir. Bunun için de teknik kadroya, taktik dışında psikolojik olarak çok önemli görevler düşüyor. Bizim futbol kalitemiz, Hırvatlar’dan daha iyi...

Arda, Modric’in üstünde...

Turnuvanın yıldız adaylarından Arda Turan, İngiltere Premier Ligi’nin güçlü ekibi Tottenham’a giden Luka Modric’ten daha çok konuşuluyor. Srna ve Kranjcar’dan, Nihat ve Tuncay daha fazla göz kamaştırıyor. Ağırlığı bizde, galibiyet anahtarı akılda olacak. Bu maçın akılsızlara teslim edilmemesi için, kramponlarımıza, ‘aklına sağlık’ diyecek şekilde hükmetmek ve kulaklarımızı bozuk seslere kapatmak, yarı finali bize getirecektir.


PORTEKİZ'E KAYBETMİŞTİK

Haberin Devamı

Haberin Devamı



Belçika ve Hollanda’nın birlikte düzenlediği EURO 2000’de, ikinci kez finallere katılmıştık. 1996’da hiç puan alamayan Ay-Yıldızlılar, bir ilki gerçekleştirerek çeyrek finale yükselmişti. Rakip Portekiz’di. Hollanda’nın Amsterdam Arena Stadı’ndaki maçta Nuno Gomes’in iki golüyle rakibimize 2-0 yenilerek turnuvaya veda etmiştik. Bu karşılaşmada görev yapan Rui Costa şimdi Benfica’nın Sportif Direktörü, Hakan Ünsal ise futbol yorumcusu olarak karşımızda.

Haberin Devamı
YORUM YAZ