MENÜ

Klasik Olimpiyat

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kötü zemin, üstüne üstlük yağmur bir de rüzgar olunca, tribünlerde boş kalınca adı derbi kendisi “olimpiyat traşı” bir maç çıktı ortaya. İlk 45 dakikayı seyrettik, adeta bayıltıcıya ayarlanmış gibiydi. Haksızlık yapmayalım şartlar zor, anlayışla karşıyalım diyeceğiz ancak toplamı çok eurolara varan 2 takımın bu kadar pas hatası yapması, bu kadar pozisyonsuz kalması pekte normal değil. 39. dakikadaki Galatasaray atağına kadar maç uykuda geçti. Hemen arkasından Sosa hamlesine Muslera kapanması olmasa akılda hiçbir şey kalmayacaktı. İlk yarı görüntüsü futbol adına daha olgun düşünce sahaya yansıtan Galatasaray’dan yanaydı. Chedjou ve Semih kesici olarak kalmadılar, topla oyuna dahil oldular. Sarı-Kırmızılılar, defansı öne çıkarıp yakınlaşıp yardımlaşınca, Veli’ye kalan orta saha Galatasaray’ın alan hakimiyetinde kaldı. Galatasaray oynayan Beşiktaş oynamaya izin veren görüntüdeydi. Telles tarafı, Galatasaray’ın zayıf kanadı olacak derken Baeşiktaş ilk yarıda Sabri kenarını daha çok kullandı. Ne oynamak istediği belirgin olan Galatasaray’a karşın, sürekli Demba Ba ya top şişirmeye çalışan Beşiktaş, beklenilen görüntüsünün dışındaydı. Bu hava şartlarına rağmen şut avantajını kullananda yoktu. İkinci yarı Galatasaray’ın golüyle oyun hareketlendi, Gökhan Telles’i darmadağın etti, buna sebep kademenin olmayışıydı. Hamza Hoca’nın Hamit ve sonraki hamleleri doğruydu. Veli ise Beşiktaş’ın ipini çeken oldu. Beklenilenlerin terslerini yaşadığımız gecede Melo’nun direnci akılda kalan enstanteneydi. Tuhaflık golü atan Galaktasaray’ın 10 kişi karşısında ikinciyi arayacağına paniklemesiydi. Bu maç kaybedilseydi Galatasaray büyük ihtimal yarıştan kopardı. 4. yıldız yolunda önemli bir galibiyet gelmiş oldu.

YORUM YAZ