MENÜ

Geleceğe dönüş

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Dün gece, iki perdelik oyunla arenadaydı Sarı-Kırmızılılar... ilk 45’i felaket, ikinci 45 ise, nefasetti. Aklımızın almadığı ikinci yarıdaki istek, baskı, yardımlaşma ve inanç, eğer sahaya konulabiliyor ise, ilk yarıda üstelik de 2.’liğin şart olduğu bu sezona da niye sahaya yansımadığı!

Birinci devre; Galatasaray’ın pas hatası, önde top tutaması, üstelik de çok adamla rakip alana gidememesi ve üstüne üstlük Veysel faciası, Hajrovic fiyaskosu ile geçti. Gençlerbirliği Gosso, Zec, Oktay ve Jimmy’le hızlı hücum geliştiren ve üçüncü bölgede rakibi bozabilen bir ekip. Bu bilinirken; çabuk Chedjou’yu ve Sabri’yi kenarda oturtup, ağır ve pozisyon hatası çok yapabilen defans kurgusuyla Mancini nasıl maça başladı, bu soru işareti. Veysel-Umut değişikliği sonrası üçlüye dönen defans ise, bir gol daha yemediyse, o da Galatasaray adına Allah’ın lütfu...

Ve ikinci yarı, adeta onur ve gurur mücadelesi.. Biraz çabukluk, çokça coşku, istek ve inatla sonucu yakalama ısrarı.. Muhteşem bir geri dönüş... Futbol adına belki çok kaliteden bahsetmek mümkün değil ancak, bir takımın eğer isterse, neler yapacağının berrak görüntüsü. Umarız; ikincilik ve Şampiyonlar Ligi avantajı için ilk 45 dakika nelerin yapılmaması Sarı-Kırmızılılar’a ders olur.. Doğru pasla, çabuk oyunla, orta alanı boş bırakmayan baskıyla, rakip kalede pozisyon üretmek düşüncesiyle coşku ve inatla mücadelelerini son iki haftaya taşırlar.

YORUM YAZ