MENÜ

Ey ruh!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Müthiş bir sezon geçiriyor Galatasaray. Son maça gelene kadar olanları alt alta yazsanız, futbol kulüpleri için nelerin yapılmaması konusunda kalın bir ders kitabı olur adeta. Gelişen ve geçiştirilen olaylar, hiç de kolay atlatılabilecek cinsten travmalar değildi. Kalli’nin gelişiyle başlayan tartışmalar, devre arasında gönderilmesi fikrine dönüşen konuşmalar, 6 hafta kala gidişiyle alevlenen dedikodular, devam eden ligin tepesinde oturan Galatasaray’ın altında kaynayan kazandı sanki. Ama bu kazandan çıkan buhar, istim oldu, itici güç oldu zaman içinde.
Sezon başındaki kadroyu hatırlayan var mı, bilemem. “Hatırlıyorum” diyenler de, gidenlerin hepsini birden hatırlayabilir mi, onu da bilemem. Gidenlerin çokluğu, gelenlerin toyluğu, yıldız Lincoln’ün çoğunlukla yokluğu, sakatlıklar, ağızdan çıkanı duymayan kulaklar, sevgisiz ve sevimsiz yüzler, istenmeden kırılan kalpler, kaçırılan kantarın topuzu, yaralanan güven duyguları, cep delik-cepken delik durumları, zirvede dururken geri düşmenin verdiği acı, ansızın yaşanan başkan değişimi, UEFA Kupası’nda Avrupa Fatihi’ne yakışmayacak kötülükteki maçlar, hüsran olan sonuçlar, Barussolar, Carruscalar, bitmiş tükenmiş gibi görünen umutlar...
Üstteki satırları okurken, içiniz fena olmadı mı? “Bu kadar dert, bu kadar çile hakikaten çekildi mi?” sorusu aklınıza gelmedi mi? Eminim ki gelmiştir!..
Bunların hepsi gerçek, hepsi yaşanan olaylar... Ama öyle büyük bir gerçek var ki bunların ötesinde, o da şu: Bu kadar problemden sadece birisi, başka bir takımın başına gelseydi, 7 şiddetinde depremle sarsılır, yerle bir olurdu. Cim Bom, bu olumsuzluklardan sıyrılarak, şimdi mutlu sona doludizgin koşuyor...
Olumsuzlukları olumluya çevirebilme becerisi, bu senenin adeta simgesi. Ve bu sene ulaşılacak şampiyonluk, önceki senelerde elde edilenlerden çok daha kıymetli olacaktır bizce.
Bu şampiyonluğun tarifi, futbol kitabında yoktur. Çünkü tariflerde, bu kadar yanlışın ve dertlerin sonunda doğru sonuç verilmez. Bu sene futbol doğruları, kulüp yönetme sanatı, hepsi vesaire olmuştur ve hikâyedir. Bu işin bir tarifi vardır, o da futbolcuların çağırdığı Galatasaraylılık ruhudur. “Ey ruh gel” diyenlere, 100 senelik koca çınarın ruhu can vermiştir, şampiyonluk getirmiştir.

YORUM YAZ