MENÜ

Derbinin şifresi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Maçın Galatasaray için önemi; zorluklara rağmen yaklaşılan mutlu sona yaptıkları yürüyüştür. Aslında birçok takımı çökertecek olayların içinden çıkıp buraya kadar gelmek Cim Bom’un itici gücü olacaktır. Sanıldığı gibi; seyirci baskısı Fenerbahçe’ye değil, Galatasaray’a zarar verebilir. Destek sabırsızlığa dönerse, genç oyuncusu çok olan Aslan, olumsuz etkilenir. İş o kadar ince bir ayar gerektiriyor ki, hem yenilmeyeceksin hem yeneceksin, hem de yenerken oyuncu kaybetmeyeceksin. Sahaya dönersek...

Cim Bom’un sağı zayıf
Servet’in aşırı hırsı ve isteği, birçok artıyı beraberinde getiriyor. Hem kendini hem takım arkadaşlarını hem de tribünleri coşturuyor. Ama buradaki en büyük tehlike; riskli bölgede Servet’in zaman zaman topla vedalaşamaması ve çok oynamasıdır. Fenerbahçe’de pozisyon cinliği yapacak futbolcu sayısı az olmadığı için Servet, o müthiş performansını biraz daha basit oynayarak 90 dakika boyunca çok daha efektif kullanabilir. Emre’nin gençliği, Sabri’nin dağınık çıkışları, o bölgeden gelecek Fenerbahçe’li oyuncular için Cim Bom’un zayıf tarafı sayılır. O boşlukları, Mehmet Topal iyi kontrol etmeli, kademesini de Ayhan yapmalıdır.
Son maçın tek santrforlu oyun planı, eğer Ümit oynayabilecek durumdaysa, bu maç için de geçerli olacaktır. Özellikle orta sahada çok koşup, Fenerbahçe gibi oyun kuran, ayağı çok iyi olan takıma karşı Galatasaray, baskıyı bu maçta daha da arttırmalıdır. Galatasaray, takım savunmasını mümkün olduğunca önde kurmalı, bunu yaparken de Alex’in Kezman’a derinlemesine attığı veya Deivid’in doğrudan kaleye yaptığı diklemesine ara koşuları kontrol etmelidir. Cim Bom için en büyük tehlike; geriye yaslanarak oynadığı anlarda ortaya çıkar.

Arda kahraman olmalı
Bu maçın kahramanı; Arda olmalıdır. Lincoln için ayrı bir sayfa açılmalı. Aklını maça verdiği taktirde, çok şey değiştirebilir. Öncellikle ayakta kalmayı kafasına koymalı, tekmenin de bu oyunun bir parçası olduğunu unutmamalı. Mehmet Topal ve Ayhan, bu maçta, diğer karşılaşmalara nazaran oyunun iki tarafını da aynı dengede oynamak durumundadırlar. Galatasaray, oyunu set etmeye, yavaşlatmaya çalışacak rakibini top kaybı yapmadan, çabuk pasla oyundan düşürebilir. Burada en büyük risk, çıkıp anında kaptırılacak toplarla rakibe verilecek pozisyonlar olabilir. Galatasaray, psikolojik baskı altındaki bu maçta, kartlara dikkat etmelidir. Sarı-Kırmızılılar, sezon başından bu yana korner ve ölü toplarda hiçbir çalışma herhalde yapmadı ki, ne ön direk, arka direk koşuları ne de frikiklerde kullanma çeşitliliği göstermedi. Oysa ki, bu maçta Fenerbahçe ceza sahası içindeki kalabalıkta yakalayacağı fırsatçı bir son dokunuş çok önemli olabilir.

**********

Fenerbahçe büyük maçları artık çok rahat oynayabilecek futbol kalitesine geldi. Şampiyonlar Ligi’nde geri düşse bile, baskı altında kalmasına rağmen genelde Türk takımlarının başaramadığı tempoyu ayarlayıp, oyunu sonuna kadar bırakmadan, 90 dakikanın son düdüğüne ulaşabiliyor. Türkiye’de ise, rakiplerin futbol kalitesi çok üst düzeyde olmadığı için maçın belirli aralıklarında yaptığı tempo, skoru hemen onların lehine çevirebiliyor. Bu özgüven Fenerbahçe’yi rahatlattığı gibi, rakibi de ‘gol atmış olsa bile’, gol yememe adına telaşlandırabiliyor.

3. bölgedeki baskı
Hücum çeşitliliği, özellikle çok tartışılmasına rağmen Kezman oynadığı zaman hem fazlalaşıyor, hem de rakibi 3. bölgede baskı altında tutuyor. Bu da Fenerbahçe’nin orta sahasının daha kreatif işler yapmasına sebep oluyor. Özellikle Deivid’in sağ veya sol kanatta oynadığı pozisyonlarda içeriye kat etmesi, arkasından gelen oyuncunun rakibi boş yakalamasını sağlıyor. Yine de bu maç için düşüncemiz; Deivid’in daha düz oyuncu olan Volkan veya Hakan Balta tarafında, yani Fenerbahçe’nin sağ kanadında oynaması doğru olacaktır. Bu taktirde, o bölgede oynayan Arda’nın veya yer değiştirdiği zaman Barış’ın hücuma çıkışlarında, arkalarındaki boş alanın Deivid-Gökhan tarafından daha etkili kullanılacağı, Hakan Balta veya Volkan’ın o bölgede zorlanacağı düşünülmelidir. O nedenle Fenerbahçe bu maçta, Kazım’a yer açmak için Vederson-Uğur Boral ikilisini bozmamalı... Lugano ve Edu, Şampiyonlar Ligi maçlarındaki oyuna konsantre olma durumlarını ‘Türkiye Ligi’nde oynuyoruz’ diye bozmamalı ve hakemle çok oynamamalı. Özellikle, oynarsa Ümit Karan ve Lincoln’e çok dikkat etmek zorundalar.

Alex maçın yıldızı olabilir
Alex, böyle maçların isterse yıldızı olabiliyor. Bu sene hem oyuna ağırlığını koyup, hem de kaptanlığını hissettiren Brezilyalı’nın Deivid ile beraber gecenin anahtarı olacağı düşüncesindeyiz. Kezman’ın önde kurduğu baskıyı, eğer Fenerbahçe, takım savunmasını hep birlikte yapmazsa, ortada eksik adamla yakalanır... Ve bu kopukluk Galatasaray’a beklediği koşu alanlarını yaratır. Mehmet Aurelio’nun yanında bu maçta mutlaka Selçuk oynamalıdır. Öne çıkışı ve geriye dönüşlerde bu ikilinin kontrolü iyi olur...
Hem ezeli rekabette üstünlüğü hem şampiyonluğu büyük ölçüde etkileyecek bu maçta, Fenerbahçe, psikolojisini iyi ayarlamalı ve karttan kaçınmalıdır. Galatasaray’ın mutlak galibiyet isteyeceği düşünülürse, Fenerbahçe’nin oyunu set etmesi ve kendi üstün yanı olan isabetli pas trafiğini işletmesi, onlara avantaj sağlayacaktır. Özellikle duran toplar, Fenerbahçe için bu maçı çözecek anahtar olabilir. Yan topların Galatasaray savunmasında adam paylaşımında sorun yarattığı ve Fenerbahçe’nin iki stoperi dahil, duran toplara kafa vuracak pozisyon ezberi olduğunu da hesaplarsanız, çabuk ve kolay gole gitme yolunun, oyunu çözmek için ne kadar geçerli olduğunu anlayabilirsiniz.

YORUM YAZ