MENÜ

Avrupa yürüyüşü

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bir tarafta Anorthosis tokatı yiyen Olympiakos, diğer yanda Steau Bükreş’ten darbeli Cim Bom, Şampiyonlar Ligi kapısından dönerek, UEFA gecesindeki buluşmalarında birbirine benzer hatalarla oynadılar. Sakatlık problemleri aynı, Avrupa Kupası’na yakışmayacak temposuzlukları da birbirine yakın iki takımın arasındaki en önemli fark, Galatasaray’ın daha fazla kaliteli ayağa sahip olmasıydı. Tempoyu düşüren diğer sebep ise, düdük yutmuş gibi maç yöneten İspanyol hakemdi. Sami Yen gecesinde Avrupa’yı özleyen Cim Bom’un tribün korosu, takımının ilk defa bu kadar coşkulu olarak yanındaydı. Ama maçın ilk bölümünde bu çoşku takıma yansımadı. Olympiakoslular oyunu önde tutup, Galatasaray’ın etkili hücumcularını kalelerinden uzaklaştırmayı başardılar. Burada anlayamadığımız durum ise Sarı-Kırmızılılar’ın geride oyunu kabul etmeleri ve aldıkları topları ileride çabuk kullanamayacak Baros-Lincoln ikilisine göndermelerindeki soruna rağmen, bir türlü takım olarak ileriye çıkmamalarıydı.
Zaten Galatasaray’ı biliyoruz, sezon başından beri de söylüyoruz. Türkiye Ligi için bile temposu düşük oynuyor. Karşısındaki rakip de ondan fazlası olmayan bir ekip. O zaman hangi düşünce ile geride çoğalıp gecenin kötüsü Baros’a ve Lincoln’e çabuk top atmayı düşündüler. Bunu birinin anlatması lazım. Grup maçlarından görünen o ki, iki galibiyet alan bir üst tura çıkıyor. Bunu da içeride yapmak en kolayı. Zor da olsa Galatasaray kolay olanı yaptı, üç puanı kaptı. Başlığa ‘Avrupa yürüyüşü’ dedik, bizim bildiğimiz Cim Bom, eskiden Avrupa’da koşardı.

YORUM YAZ