MENÜ

Roma'da final

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Konuştuğum çoğu tenisseverNovakDjokovic hakkında pek olumlu hisler duymuyor. Nedenini biraz deştiğimde aldığım yanıt genellikle “ben Sırpları sevmem” oluyor. Ne kadar yazık. Bir insan hakkında salt ırkı ya da milliyeti hakkında bu denli katılaşmak omzunun üzerinde bir baş, onun içinde bir beyin ve göğsünde de bir yürek taşıyanlara yakışmıyor.
Ülkesinin yöneticilerinin geçmişte yaptığı şeytanlıkları her surette lanetliyor kısa adıyla Nole. “Ülkemin ve onun insanlarının üzerine yapışmış olumsuzlukları değiştirebilmek amacıyla elimden geleni yapmaya çalışıyorum, onlar için iyi ve doğru bir temsilci olmayı arzu ediyorum” diyor.

Biyografisini okudum. Yaşadığı travmalardan nasıl çıkabilmiş olduğuna şaştım. O travmalardan böyle olgun ve kendiyle barışık bir şampiyon çıkarmasına şapka çıkardım.
Bugünlerde de şahit olduğumuz kadarıyla Sırp Raket yaşantısında radikal değişiklikler yapmaktan hiç çekinmiyor. BorisBecker gibi bir efsaneyle oyuncu-koç ilişkisini beklenmedik bir anda bitirebiliyor. Ardından tüm antrenör, fizyoterapist, masör, fitness-hocasından oluşan ekibini tümüyle yaşantısından çıkarabiliyor.

Yenilemek için de acele etmiyor. Madrid, Barselona ve Roma’da eşi ve kardeşi hariç profesyonel olarak yalnızdı. Dün yazdığım gibi koç-mentor olarakAndre Agassi ile anlaşmak üzere olduğu söyleniyor. Bu anlaşmanın sadece dört grand-slam turnuvasını kapsayacağı ifade ediliyor. Ardından giysi-sponsoru olan Uniqlo yerine Lacoste ile anlaşacağı belirtiliyor.

İşte böyle taze bir nefesle finale kadar gelen Sırp Raket karşısında gelecek-nesil (next-gen) denilen 21 yaşaltı grubunun başlıca temsilcisi SachaZverev’i buldu. Tümüyle spor ve tenisle yoğurulmuş bir ailenin mensubu olan Rus asıllı Alman Genç aynı Avusturyalı Thiem gibi tenisin yeni enerjisi olarak görülüyor. Ne garip ki bu yeni enerji oyunda vole diye bir vuruşun olduğunu hiç ama hiç bilmiyor ! Ne Thiem ve hele Zverev’i file önünde neredeyse hiç göremedik.

Final maçı başladığında Nole için işlerin dünkü kadar kolay olmayacağı görülüyordu. Dünkü havasında uzaktı. İlk servisleri nadiren tutuyordu. Rakibi de sağdan ve soldan görülmedik şiddette vuruşlar yapmakla kalmıyor, servis oyunlarını da ya 40-0 bilemediniz 40-15 gibi ezici skorlarla bitiriyordu. Anlaşılan ilk “ATP 1000” finalini kazanıp aynı zamanda ilk 10’a girmeyi kafasına koymuştu. Üstelik bunu becerebilen en genç raketlerden biri olarak ta tarihe geçecekti.

Daha baştan Sırp raketin servisini kırdı. Set böylece arada bir çekişmeli rallilerle ama genelde pek te zevkli olmayan biteviye bir geri oyunu ve Nole’nin sonsuz basit hataları ile yarım saati biraz aşkın bir sürede 6-4 bitti.

İkinci sette bu kez Zverev rakibini 1-1’de kırarak 2-1 öne geçti. Gerçekten Alman raket fevkalade güçlü. Djokovic uzağına düşen toplara yetişerek savunmayı saldırıya en iyi çeviren tenisci olarakbilinirken Zverev’in topları o denli güçlü geliyordu ki erişmesine rağmen fileyi aşacak vuruşlar yapamıyordu.Almanın servisinde oyunlar 1 ya da 2 dakikanın içinde biterken, Sırp raket 10 dakikaya yakın uğraşıyordu. Oyun böylece hiçbir ek değişiklik olmadan süregeldi. Ve sonunda 3-5’te Nole maçı önce bir çift-hata sonra da bir basit hata ile rakibine teslim etti (46,36).

Bütün maç voleye gelen hiç olmadı desem hiç ama hiç abartı olmaz. Böyle bir tenis göze ne denli güzel geliyor ? Tartışmaya çok açık bir konu.

Hoşkalın.

YORUM YAZ