MENÜ

Roland Garros IV.

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Uzakdoğulu raketler artık toprakta da görülmeye başlandı. Yakında onları Nishikori gibi çok daha ileri turlarda görürsek şaşmayalım. Nishikori’den bahis açılmışken belirteyim ki bazı sponsor yükümlülükleri olmasa yaşantısının neredeyse tümünü Miami’de Bollettieri’nin kampında geçirecek. Hani Japon’dan fazla ABD’li dersek çok abartılı olmayacaktır.

Murray ise dün ipten döndü. Bu adam kadar yetenekli ve sağlam fizikli az tenisci var turun içinde. Çok ta açık sözlü. Sahaya çıktığında kafa yapısının bozulduğunu kabul etmekle kalmıyor bu konuda uzman desteği aldığını da itiraf ediyor. Ama bu çapta bir tenisçinin üstelik bir grand-slam turnuvası esnasında kendisiyle barışık olmaması hiç yararlı olmayacaktır. Daha çok stresli günler yaşayacak. Üstelik atanmış bir koçu da yok. Tekrardan Lendl’a başvuracağı söyleniyor.

Uzman desteği alması gereken bir başka raket te İtalyan Fognini. İlk turda elendi gitti. Nadal rahat bir nefes almıştır.

Djokovic rahat geçti ikinci tura. Geçen yıl önce Nadal’ı üç, sonra da Murray’i beş sette yenip finalde nisbeten daha taze Wawrinka karşısına çıkıp yenilmişti. Bu kez finale giden yolda daha rahat. Bakalım kazanamadığı yegane grand-slam olan Roland-Garros’u alabilecek mi ?

Kadınlarda ise en büyük sürprizi Azarenka yaparak Germen isimli İtalyan Karin Knapp’a yenildi. Son sette 4-0 gerideyken sakatlık sebebiyle maçı bıraktı. Serena’nın başlıca rakibi diye adlandırılan Belarus’lu raket daha önceleri maçlarda durum çetrefilleşince aldığı idrar molaları ile tepki çekiyordu. Bu kez sakatlık molası aldı. Ama rakibini oyundan soğuttuktan sonra her nedense ceylan gibi sekip ikinci seti aldı. Bir süre sonra bahanelerine kimseyi inandıramayacak. Serena ise Rybarikova önünde antrenman bile yapmadı desek yalan olmaz.

İpek ve Marsel elendiler. Garip skorlar ikisininki de. Ben maçı izleyemedim ama İpek ilk seti almasına rağmen sonra 60 ve 61’le yenildi ! Marsel ise başabaş oynayabileceği Darcis’e çok kolay gitmiş (63, 64, 60). Marsel’e inananların olduğunu görmek Türkiye’de temiz sporun hala yaşadığını gösteriyor...Yoksa çoktan tefe konmuştu. Acaba bu çirkin kaosun içinde tenis ayrıklık mı?

Başta Çağla olmak üzere bu çocuklar sayesinde Türkiye’de tenisin daha süratle gelişeceğinden emin olun. Bu ülkede 52 haftada 104 turnuva organize etseniz bile, ilk beş ağır-abiyi getirseniz bile bu çocukların bu spora getirdiği ivmeye erişemezsiniz. Gülberk Gültekin, Mert Ertunga, İpek Şenoğlu ve Pemra Özgen’in açtığı yolda Çağla’nın önderliğinde süratle ve emin adımlarla yürüyorlar. Devam diyorum, bıkmadan usanmadan.

Hoşkalın.

YORUM YAZ