MENÜ

Quo Vadis Tenis!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Dünya spor basını bizim ki kadar ayak-topu odaklı olmasa da benzer yönleri çok. Örneğin dün Federer’in ortaya koyduğu gibi.: “…Sizler kendi senaryolarınızı yazmaya pek meraklısınız. Yılın başında Avustralya Açık’ta Wawrinka şampiyon olunca birdenbire ortaya çıkıp senaryolarınızı ortaya sürmeye çalıştınız. Ama Roland Garros ve Wimbledon’da neler olduğunu gözlerinizle gördünüz (Fransa’da Nadal ile Djokovic; Wimbledon’da ise Djokovic ile Federer final oynadı) ! New York’ta gerçekleşenler ise yeni senaryolarınızı ortaya çıkarmanız için sizlere yeni bir fırsat doğuruyor ! Ne isterseniz yazın.” Şimdi haşmetmeablarına “haksız” diyebilir misiniz ?

Amerika Açık’ın sonuçları muhakkak ki tenise taze kan pompalayacak gençlerin gözlerini daha da açacaktır. Yerleşik düzenin yani ağır ağabeylerin işleri her zamankinden zor olacaktır. Ama bir sakatlık ya da emeklilik olmadığı sürece ilk üç veya dört sıranın kısa zamanda değişeceğine inanmıyorum. Gelen gençler arasında komple raket hiç yok. Çoğu fizikleri mükemmel, bazuka gibi servis atan ama onun dışında (ya forehand ya da back-hand gibi) bir ya da iki başka vasfı olan sporcular. Genellikle sert-zeminler üzerine yoğunlaşıyor başarıları. Hiç biri ağır-abileri gibi komple atlet değiller. Dün Nishikori’ye ve Cilic’e yarı-finalde elendiler diye, gününde bir Djokovic’in sert-kortların tartışmasız en başarılı raketi olduğunu, Federer’in de 33 yaşında bile komple tenisin başlıca büyükelçisi ünvanını taşımasını, Nadal’ın da “toprağın kralı” olmayı fazlasıyla hak ettiğini görmezden mi geleceğiz ? Bu ağır-abiler üstelik çok farklı zeminlerde de başarılı olduklarını kanıtladılar. Balık hafızalı olmak bir yana, önümüzdeki rakamları görmezden gelmek başka !

Gelen gençler arasında bahsettiğimiz kompleliğe en yakın aday Bulgar Dimitrov. Göreceksiniz diğerleri bir deniz feneri gibi zaman zaman çakacaktır. Bu gençlerin şimdilik süreklilik arzetmemesi sponsorların da işine gelecektir…Geçtiğimiz günkü ABD Açık’ın finali 1995’ten bu yana yani neredeyse 20 yılın en düşük izlenirlik oranına sahip olmuş.

Hoşkalın.

YORUM YAZ