MENÜ

Kadınların Finali !

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Dün yazımı şöyle bitirmiştim :

Kadınlarda yarın final var. Halep-Wozniacki. Kim kazanırsa bu ilk grand-slam şampiyonluğu olacak. Kim kazanırsa Dünya 1 numarası olacak.
Halep çok daha zor maçlar oynayarak buraya geldi. Kortta kaldığı süre ise rakibinden çok fazla. Üstelik daha turnuvanın başlarında ayak bileğinden sakatlanmıştı. Dolayısıyla fiziksel olarak ibre fazlasıyla Danimarkalıdan yana. Ancak Halep gibi atik, çabuk ve kortu iyi kapsayan ikinci bir raket te yok.
Her ikisinin de ikinci servisleri bu seviyedeki tenisciler için feci ! Birinci servislerde ise yine Danimarkalı çok ağır basıyor. İkisinin de konsantrasyonu pamuk ipliğine bağlı. İyi götürdükleri maçı anında yitirebiliyorlar. Onun için maça hükmedecek olan yukarıda belirttiğim gibi servisleriyle ilgili iki unsur olabilir. Açıkcası kontrol kimdeyse bu maçı o kazanacak. Yapılan tahminlerin büyük bir çoğunluğu THY’nin güzelinden yana. Benim tahminim ise güce değil beyne yönelik. Gönlüm Halep’ten yana.
Evet kortta ki 2 tenisci de 1 numara. Ama tek bir grand-slam kazanamamış iki 1 numara. Bu konuda yorumda bulunanların göz ardı ettiği bir gerçek var. Tenis tarihindeki onca 1 numaranın yarısından fazlasını çoğumuz anımsamaz bile. Ama bir grand-slam şampiyonu her zaman akılda kalır. Buradaki raketlerin ikisi de esasen şanslı. Bu maçın sonunda biri kesin anımsanacak. Ama bu kez diğeri de unutulmayacak ! Zira rakibinin nihayet gerçekleştirebildiği bir zaferin finalistidir.

Maç başladı ve Woz öne geçti. Hem de farklı olarak. Eyvah dedim kendi kendime. Bu maç uzun sürecek. Zira sahadaki bu kadınların tenis sporunda yapamadıkları yegane şey dişli rakipler önünde farklı ileri geçtiklerinde maçları bitirememek.

Rahmetli Özal’ın devrinde kıymeti kendinden menkul bir sürü işadamı kılıklı genç peydahlanmıştı. Esasen çoğu Amerikan çürümüşlüğünün kötü birer örneği idi. İnek yalamış saçlı bu civanların en sevdiği tabir de “iş-bitiricilikti”. Makyavelizm ile iş-bitiricilik onlar için eş-anlamlıydı. Çoğu artık anımsanmıyor bile. Tarihin en kirli sayfalarına gömüldü. İşte bunların tabiriyle bu hanımlar “iş bitirici değil”!

Aynen öyle oldu. Wozniacki İlk seti kolayca alabilecekken son anda eli ayağına dolaştı ve tie-break oldu. Zoru seviyor. Oradan aldı seti. Herhalde ilk seti alınca maçı da aldığını sandı ki durdu. İkinci seti Halep fazla uğraşmadan 6-3 alarak maçı eşitledi.

Aldıkları mola sonrası Woz yine atak oynamaya başladı. 3-1 yapınca yine durdu. Şimdi iyi oynamaya başlayan Halep ti. Önce durumu yine eşitledi (3-3). Sonra da ikinci kez servis kırarak 4-3 yapınca Wozniacki sol-baldırı için sağlık-molası aldı.

2’35” sonra ilk kez ileri geçince Halep bacaklarının da artık alarm vermesiyle bu kez tam durdu. Gidemiyordu artık. 4-4 oldu. Sıra Danimarkalıdaydı. Önce kendi servisini aldı Woz (5-4). Şimdi rakibinin servisinde maç için oynuyordu. Böylesi onun için daha kolaydı! Hiç olmazsa servis atmayacaktı. Titremeyecekti.

Halep olmadık bir topu takınca iş kendiliğinden bitti. 2012 yılında Azarenka’ya kaptırdığından bu yana Wozniacki ilk kez bir numara oluyor. Hem de tüm kariyerinde ilk kez bir grand slam kazanarak. Hem de ülkesine ilk kez bir grand-slam şampiyonluğu armağan ederek.

Tüm alkışlar ikisine birden. Maalesef teniste iki şampiyon birden olamıyor. Yoksa ikisi de bunu haketmişti. Hoşkalınız.

YORUM YAZ