MENÜ

Davis Kupası İsviçre'nin!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İki gündür oynanılan maçlarla İsviçre “dananın kuyruğunun kopacağı” son güne 2-1 önde girdi. Bilhassa merak edilen Federer ile Tsonga arasındaki ilk maçtı. Zira aralarındaki rekabette İsviçreli 11-5 önde olmakla birlikte Kanada’daki son karşılaşmalarını Tsonga kazanmıştı. Üstelik Federer 2 gün önce diğer Fransız Monfils’e hiçbir varlık gösteremeden yenilmişti…

Ancak Fransa antrenörü Arnaud Clement, Tsonga yerine Richard Gasquet’yi sahaya sürmeyi uygun görmüştü. Bu Clement’ın bizce bir başka yanlışıydı. Hele bu karara Tsonga kendi vatandaşı izleyicileri eleştirdiği için varıldıysa özrü bile yoktur. Zira 2006 yılından bu yana Gasquet’nin Federer’e karşı sadece bir galibiyeti vardı. Geriye kalan 11 karşılaşmayı İsviçreli, üstelik farklı, kazanmıştı.

Zaten maçın başlamasıyla Gasquet’nin ikinci servis oyununu kırıverdi Federer. Oldu 3-1. Sonrasını sağlam adımlarla geçti. Bir o aldı, bir rakibi ve set 6-4 bitti.

İkinci setin hemen başında rakibini bir kez daha kırınca artık üzerindeki stres gitmişti. Rahat oynamayabilmenin hakkını veriyordu. Buyrunuz Federer şova ! Set yarım saatten az bir sürede bitti (6-2).

Üçüncü sette Gasquet “korkunun ecele faydası olmadığını” anlamış dünyanın en iyileri arasında gösterilen back-hand’i ile Federer’in üstüne gelmeye başladı. Önce 1-0, sonra 2-1 oldu. Açıkcası İsviçreli de de sanki bir tutukluk baş gösteriyordu…

Ama Fransa antrenörü Clement hatalarına bir tane daha ekledi. Gasquet istim üzerindeyken bir puana lüzumsuz derecede itiraz etti…Oyun soğudu ama karar İsviçre lehine değişmedi ! Üstüne, soğuyan Gasquet lüzumsuz bir yerde iki basit hata yaptı. İsviçreli de tecrübesiyle onu kırdı ve 3-2 öne geçti. Sonra 4-2 ve uzunca süren bir oyundan sonra 5-2…

Ve son oyun için servis Federer’de…O da hakkını verdi ve sıfıra karşı aldı…Son vuruşu yerden kalkmayan bir drop-shot (kısa-top) oldu.

Kariyerinde ulaşamadığı yegane kupa artık ellerindeydi. Maçtan sonra koçları Severin Lüthi’nin dediği gibi “o okadar büyük bir tenisci ki bazen kenarda hiçbir söylemeden oturmayı yeğliyorum” ! Gözlerdeki o onur yaşları, alınlarının teriydi.

Ne diyelim ; Kutluyoruz ve darısı başımıza diye ümit ediyoruz…Hoşkalın.

YORUM YAZ