MENÜ

Binilen Dal Kesilir mi ?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İngilizler politikaya “Master of allarts” derler. Yani “tüm sanatların şahıdır/ustasıdır”. Bilindiği gibi siyasetçi çok şey söylüyormuş gibi hiçbir şey söylememenin ustasıdır. Eskilerin deyimiyle de “mugalata”nın yani yanlış yönlendirmek amacıyla doğru gibi görünen yanlış söz söylemenin…

Spor Federasyonları Başkanları bu tür söylemlerden kendilerini arındırmalıdır. Orası bir icra/yürütme makamıdır. Yıldırak Daş,Bülent Savcı ve Güneşi Olcay da Ankaralı Federasyon Başkanlarıydı. Ama hiçbir zaman siyasetçi olmadılar. Onun için de yanlı yansız tüm kulüplerce saygıyla anılırlar.

T. Tenis Federasyonu BaşkanıSayın Cengiz Durmuş31 Mart 2017 günü televizyona çıktı. Bir saate yakın bir süre konuştu.Bol bol devlet ricalini ve mekanizmasını, TFF yönetim kurulunu vesponsorlarınıövdü. Övgülerden fırsat bulup aradan çıkardıklarımıza ise şaştık kaldık. Bunlara kendisinin de inanıp inanmadığını sorgulamak gerekir mi diye endişelendik!

Bir sporun başındaki yöneticinin(salt topluma hoş gözükmek amacıyla) bir sporcusu için belirli bir süre içinde “dünyada bir numara olacak” demesifalcılıktan öteye gitmeyeceği gibi o sporcuya iyilik te değildir. Çünkü yitirilen her maç,o genç sporcuyu daha da strese sokar. Ayrıca da buyönetim için de sorun yaratabilir zira birisi çıkıp yaptıkları işte ne denli ehil olduklarını sorgulayabilir!

“Double”cı bir ekip oluşturmak istiyoruz” dedi.Sayın Başkan “ülkemizde çift oynamasını bilen yok” diye döşenilen yazıların sayısını bir kenara bırakın, tenisin acemisi olan biri bile iki kez izlese hala emekleyen tenisimizde çiftler olgusunun hiç yerleşmemiş olduğunu gözlemler. Sayın Başkan, yanlış anımsamıyorsam gerek Ayda Uluç ve gerek Osman Tural dönemlerinden bu yana “as başkan” statüsüyle federasyonlarda görevde bulundunuz. İki dönemdir de başkan seçiliyorsunuz. Yani en azından 10 yıla yakındır işin merkezindesiniz. Eh bunca zaman sonra bir “double”cı ekip oluşturmaya karar vermişsenizbize “pes” demek düşer !

“Dünyada en fazla turnuva organize eden ülke olduk” diyorsunuz. Bu turnuvalar neye yarıyor diye hiç düşündünüz mü? Organizatörlere mi, otellere mi yoksa Türk Tenisinemi ?O kadar çok turnuva var da bizim oyuncularımız yeteneksiz mi ki bir türlü çift oynamasını öğrenemiyorlar, tecrübe kazanamıyorlar ?Bu sorunla ilgili almış olduğunuz önlemleri açıklasaydınız daha iyi olmaz mıydı ?

Yine tv’de övünç dolu bir edayla “Fed Cup’ta İngiltere ile aynı gruptayız” dediniz. Yanlış anımsamıyorsam, 14 ülkenin dört havuza ayrıldığı Afrika/Avrupa Grubunda bizim takım dört ülkeyle oynadığı dokuz maçın 6’sını yitirip, üçüncü olmuş ve düşmekten kıl payıyla ancak kurtulmuştu. İngiltere ise çoktan play-off’ları kazanıp bir üst Dünya Grubuna çıktı ve zirveye oynayacak !

ATP sıralamasında 77’den 284’lere düşmüş olan Marsel İlhan Davis Kupası için Manavgat’ta sahaya çıkana değin son bir ayını İsrail ve Antalya’daki “Futures” turnuvalarında geçirmiş (“Futures” tenis İngilizcesinde “geleceği olanlar” olarak betimlenmiş toplam ödülü azami 15.000 Dolarolan en alt seviye turnuvalardır).Marsel İlhan 30 yaşındadır !Bu turnuvaların üçünde ilk turda, birinde 2. turda, birinde de yarı-finalde yenilmiştir. Yani 5 yenilgi, 1 yengi almıştır. Yenildiği rakiplerinin sıralamaları 895 ile 364 arasında değişmektedir. Ve en acısı tüm bunlar sert-zemin turnuvalarıdır. Neden mi acı? Zira bunların hemen ertesinde bu oyuncumuz ulusal bir karşılaşma olan Davis Kupası için Antalya’ya geliyor. Maçlar ise TTF’nin seçkisiyle TOPRAKTA !Bu nasıl bir planlama, nasıl bir hazırlık safhasıdır. Üstelik toprakta oynanacak bir Davis Kupası karşılaşması öncesinde bir numaralı oyuncunuzun haftalar boyu üst üste sert-zeminde oynamasına nasıl göz yumabilirsiniz? Hadi diyelim ki bu çocuk yıllardır kendi planlamasını iyi yapamıyor. Peki koskoca federasyonda onu yönlendirecek kimse yok mudur? Yoksa sizi baltalamaya çalışanlar mı var Sayın Başkan?

Uzun lafın kısası bindiğimiz dalı kestik. Davis Kupasının bizlere öğrettikleri hakkında düşüncelerimi aktarmayı sürdüreceğim.

Hoşkalınız.




YORUM YAZ