MENÜ

Açıl ABD Açıl!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Althea Gibson tam 64 yıl önce “US Open” oynamış ilk ABD’li Afro-Amerikalı olarak tarihe geçmiş. Ayrıca dünyada Grand-Slam kazanabilmiş ilk afro-amerikalı olmak onurunu da elinde tutuyor. Ama vefat edeli tam 11 yıl olmuş ! Anlaşılan ABD’de vefa bir semt adı olmaktan çok öte !

Erkeklerde 12, kadınlarda 17 olmak üzere tam 29 tenisci ile katılıyor ev sahibi ülke bu yarışa. Umarım Serena Williams haricinde hiç olmazsa biri biraz enginlere açılarak (!) çeyrek-finali görür.

Dünyanın en büyük spor kanallarından ESPN çeşitli ülkelerden 11 tenis uzmanı ile yaptığı ankette kadınlarda kuşkusuz bir şekilde Serena Williams’ı şampiyon gösterdi. 11 uzmanın 9’u onu seçti. Kadınlarda sürpriz Kvitova, plase ise Sharapova.

Erkeklerde ise 6 uzman Federer’i, 5’i Djokovic’i birincilik kürsüsüne layık gördü. Burada sürpriz Berdych, plase ise Monfils ! Sürpriz tenisciyi ilk sekizin arasından seçiyorlar. Plase ise 17. sıradan öte raketler.

Tabî sahaya çıkınca bu istatistikler geçersiz kalabiliyor. Ancak gerçek şu ki Serena’nın en sıradan bir gününde bile rakipleri ona ancak eğlencelik olabiliyor…Değil ki formunun zirvesinde olsun. Üstelik şimdi bu kadın New York’a formunun zirvesinde ve psikolojikman rahatlamış olarak geldiğini belirtiyor. Çektiği fikstürde çeyrek-finallere kadar ona rakip olabilecek birini göremiyorum. Çeyrekte de İvanovic’in onu ne kadar zorlayacağı merak konusu ! Sonra karşısına geleceği şimdiden tahmin etmek zor. Zira tam bir gayya kuyusu var fikstürün alt yanında. Kvitova, Kuznetsova, Cibulkova, Azarenka, Makarova ve Bouchard arasından biri çıkacak. Fikstürün ikinci bölümünde ise Sharapova ya da Halep ikilisinden birinin finale uzanacağını düşünüyorum. Halep turnuvanın açılış maçında (NCAA) kolej şampiyonu 21’lik Collins karşısında zorlandı ama bu büyük turnuvaların da bir özelliği de ağır-topların ancak zamanla ritmlerini buldukları.

Erkeklerde Federer çok avantajlı bir fikstüre sahip. Kendi bölümünde onu kimsenin zorlayabileceğini öngöremiyorum. Ancak çeyrek-finallerde karşısına Dimitrov, Gasquet, Monfils üçlüsünden zorlanacağı biri gelebilecek. Djokovic ise finale eğer ulaşabilirse herhalde Federer’in üç misli yorulacaktır. Tsonga, Murray, Wawrinka, Raonic hep onun yarısında.

Murray izlediğim kadarıyla kendisine eski antrenörü Lendl tarafından verilen tavsiyeleri çabuk unutmuş. Tribünde iticiliğin en başlıca örneğini yansıtan anasıyla birlikte dün akşam yine tiyatro oynadılar. Ama ne komedi, ne dram ne trajedi…Sadece “fars” ! Yetenek dolu bir şampiyon kafaca bu denli zafiyet içerisinde nasıl olabilir anlaşılır gibi değil ? Anasına sormak gerek ! Aldığı maçı verirken, rakibi benzer hatalarla ona adeta altın tepside ikramda bulundu!

Tabî biz ilk turların varsayımlarını yaparken, freni boşalmış bir araç olarak nitelendirebileceğimiz genç bir raketin, ağır-abi ve ablaları şoka uğratabileceğini de unutmuyoruz. İlaveten erkeklerde Cilic ve Gulbis, kadınlarda da Venus Williams ve Suarez-Navarro gibileri, birbirinden iyi neticeler ve formlarının zirvelerinde geldiler New York’a. Örneğin Kyrgios Rus Youzhny’i geçti ama acemiliğinden az kalsın ihraç edilecekti. Üç kez ihtar (code-violation/kural ihlali) aldı. Dördüncü de yolcu olabilirdi (default/ihraç) ! Allahtan uyarıldı. Hoşkalınız.

Hamiş.: Bu arada dün tenis maçlarının bir bölümü esnasında Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maçı da parçalar halinde izleme olanağım oldu. İyi de oldu ! Yaklaşan tehlike bir kez daha ortaya çıktı. Bir gösteri, bir oyun olarak bir spor karşılaşması ne denli zevkli, eğlenceli ve merak uyandırıcı ise diğeri sadece ve sadece tiksindiriciydi…Futbolcusu, idarecisi ve seyircisi ile birlikte hem de. Yazıklar olsun.

YORUM YAZ