MENÜ

Kapıyı çarpıp çıkmak!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bir büyük kulüp için içine düşülmesi hiç istenmeyen bir durumla karşı karşıya Beşiktaş. Taraftarın içindeki büyük çoğunluk, yönetimini reddediyor. Başkanına inancını kaybetmiş, menacerine çoktan işten el çektirmiş isyan ediyor. Bunu da, içinde futbol adına geçmişin hazinesini barındıran tarihi stadının veda maçında haykırıyor. Oysa içinde sayısız saygıdeğer anı taşıyan Türk futbolunun anlamlı mabedi, vefalı bir vedayı hak etmişken, kısmet bu ya, lanetlerle kapanıyor son sahibine...
Camia ve forma elbette işin dışında tutulmaya çalışıyor ama yine de bu hazin tabloya engel olamıyor.
Demirören ve yönetiminin aldığı tepki, sadece sportif başarısızlığın muhattaplığı değil. İnandırıcılığı ve saygın duruşun temsilciliğini artık yapamayacağına dair oluşan kanaat.
Bir Bebbe transferinin yarattığı infial ve sonrasında Beşiktaş’ı yönetenlerin attığı geri adım bile bu camiada yönetim otoritesinin sıfırlandığı gerçeğini anlatmaya yetiyor.
Beşiktaş adına yapacağınız hiçbir eylemin bizim açımızdan artık geçerliliği yok mesajı bu. Bir diğer açıdan taraftarın sıradan transferlerle, sıradanlaştığına inandığı kulübünü koruma refleksi... Oysa Bebbe bunu hak etmemişti. Üstelik Beşiktaş’ın öncelikli olmasa da şartlar gereği Bobo’nun gönderilmesiyle mali koşullarına kâr ekleyebilir, forvetini de önümüzdeki sezon bu ligde iş yapacak bir birikime taşıyabilirdi. Diğer taraftan kaliteli oyunculara ihtiyacı olan savunma ve orta alan transferlerinde de seçicilik için zorlanabilirdi yönetim.
Ama film baştan koptu... Bir basit transfer yapmak bile artık jürinin iznine bağlı Beşiktaş’ta. Yarın İnönü Stadı’na ola ki kazma vurma sırası geldiğinde, büyük bir çoğunluğun oturma eylemi yapmayacağı ne malum?

YORUM YAZ