MENÜ

Basri Baykoç ile dört soru dört cevap

Abone Ol Google News

1 Holosko transfer edildiğinde, Nobre’yle iyi bir ikili olacağını söylemiştiniz. Galatasaray derbisi yaklaşırken, Nobre-Holosko ikilisi bozulup, Bobo’ya şans tanınmalı mı?
Değil Holosko, isterseniz abartıya katarak da söyleyeyim Beşiktaş Ronaldinho’yu da transfer etseydi forvetinin birinci adamı Nobre olmalıydı... Zira güncel futbolun koşullarında, savunmayla boğuşacak, önde pres yapacak, kendi takımına duvar olabilecek bir santrfor figürü bugün her takımın olmazsa olmazı. Üstelik Nobre’nin gol şansı da açıldıktan sonra... Artık Holosko dahil, Beşiktaş forvetinin temel ismi Nobre olmalı. Tabii ki yanına partner seçmeye gelince, mevcut yapıda elbette Holosko. Zira onun da fiziki gücü, driplingleri, deplasmana uygun oyun tarzı Beşiktaş’ın hücumlarında bir çözüm aracı. Delgado da takıma gireceğine göre, Bobo bu aralar ikinci planda kalmalı.

Haberin Devamı

2 Gordon geldi, ancak Kartal yine her karşılaşmada kalesinde gol görüyor. Schildenfeld savunmayı toparlayacak, aranan oyuncu mu?
Yeni bir oyuncu transfer edildiğinde, savunma arızalarının bütünüyle ortadan kalkması doğal olarak olanaksız. Gordon çok abartılı bir savunma oyuncusu değil belki, ama yer tutuşu, hava üstünlüğü ve sade oyunuyla Beşiktaş için nispeten yararlı... Yenilen gollere gelince, son iki haftada Rüştü faktörünü çıkarırsak geriye kalan durumda savunmanın hatası olarak nitelendirebileceğimiz pozisyonlara bir bakalım. Hemen hemen yok gibi. Rüştü’nün İbrahim Toraman’dan sonra Üzülmez’in de sırtına çıkıp topu kaybetmesi, onun kendi insiyatifinden kaynaklanan arızalar...

Haberin Devamı

3 Denizlispor karşılaşmasında Ricardinho, Delgado’nun boşluğunu doldurdu mu? Rico’nun takım içindeki konumu ne olmalı?
Ricardinho için yapılan ‘Kalitesi tartışılmaz’ yorumları kadar saçma olanı yok. Neyin kalitesi... Adamın atletik kabiliyetleri bitmiş, Denizli maçında bir 5 metreye deplase olup attığı gol ortası hariç sahada görünmedi bile. Zaten Ankaraspor maçında Ertuğrul Sağlam onu oyuna aldıktan 3 dakika sonra kendisine, “Rakip yanından yürüyerek geçiyor. En ufak müdahalen yok” diye kulübeden çıkışmadı mı!.. O zaman bu oyuncudaki beklentiler ne kadar olabilir? Delgado’yla kıyaslamaya gelince... Arjantinli oynadığı zaman, Beşiktaş’ın hücum temposunun üç vites daha yükseldiğini söyleyebiliriz. Onun aceleciliğinden doğan basit top kayıpları olmasa, kendisinin ve Beşiktaş’ın konumu da çok farklı yerdeydi. Ama yine de Delgado varken, Ricardinho’nun esamesi bile okunmamalı.

4 Beşiktaş çok gereksiz kartlar görüyor. Son örnek Ali Tandoğan... Sorun kişisel mi, takıma mâl edilmeli mi?
Ali Tandoğan’ın bu konudaki dosyası zaten kabarık ve anlamsız bir şekilde, çocuksu hatalarında ısrar ediyor. Ama kendini bilme konusunda çok daha güvenilir gözüken Tello da, geçen hafta aynı şeyleri yapmadı mı? Bu şampiyonluğa koşullandırılmış bir takıma ait oyuncuların sahip olması gereken ciddiyetin çok uzağında kalan davranışlar. Oturup konuşulması gereken sorunların başında geliyor. Zira bundan sonra tekrarlanacak benzeri eylemlerin telafisi olmayabilir.

YORUM YAZ