İbrahim Şenoğlu anlattı! Amerikan futbolu nedir - nasıl oynanır?

Boğaziçi Sultans takımı oyuncusu İbrahim Şenoğlu ülkemizde çok bilinmiyen Amerikan Futbolu'nu yazdı.


Amerikan futbolu, bir İngiliz oyunu olan “rugby”nin İngiltere’nin çoğu sömürgelerinde olduğu gibi ülkedeki insanların kendi yorumlarını katarak geliştirdiği bir oyundur. Yani aslında Amerikan tarzı “rugby” de denebilir. Peki bu oyunu “rugby” değil de “football” yapan nedir? Herkes “football” u ayak topu diye çevirir ve bu çeviri kısmen doğrudur tabi bir İngiliz iseniz. Foot Amerika’da bir ölçü birimidir (yaklaşık 30.5 cm) ve Amerikan Futbolu Topu 1 foot uzunluğundadır ve bu yüzden “ ‘foot’ball “ dur oyunun adı.

Kardeşim iyi güzel ama bu oyun nerden gelmiş buralara kadar taa “Amarıka”dan? Cevap Boğaziçi Üniversitesi ve öğrencileri... 1987 yılında kendi aralarında yaptıkları maç ile başlıyor macera. Sonrasında Amerikan Donanma askerleri ile yapılan hem bir Türk takımının ilk maçı hem de yabancı bir takım ile yapılan ilk maç oluyor ki aslında iki takım da resmiyette yok. Türkiye’nin tezatlarla başlayan Amerikan futbolu macerası 1993 yılında iki Türk takımının ilk maçıyla düzenli hale geliyor. Boğaziçi Üniversitesinin düzenlediği “Sport Fest”te iki Türk takımı karşı karşıya geliyor; Boğaziçi Elephants ve İstanbul Pistoflar... Ki Elephants ismi sonradan Sultans olarak değiştirilir ve Boğaziçi, Sultan olur.

Nihayet başka üniversiteler de takım kurar. Marmara, İTÜ, Hacettepe, Gazi, ODTÜ, Ege ve dahası. E ortada takımlar varken, arz talep dengesinin kaçınılmaz sonucu olarak 95-96 sezonunda iki turnuva birden yapılır. Biri Ankarada diğeri İstanbulda... İki turnuvanın galibi arasında yapılan Hacettepe Red Deers ve Boğaziçi Sultans maçı da Sultans galibiyetiyle sonuçlanır. Sultans o yıl “Sport Fest”i de kazanır ve iki şampiyonlukla bitirir sezonu.

Aradan uzun zamanlar geçer, Hacettepe üç yıl üst üste şampiyon olur, lig çalkantılı dönemler geçirir ama 2001 yılı devrim niteliğinde bir yenilik getirir... Ekipman! Bu yıldan sonra sokakta bizi gören insalar bizi hokeyci zannetmeye başlar... 2005 yılında Türkiye Beyzbol ve Softbol Federasyonu’nun bünyesine giren korumalı futbol, aradan geçen 12 yılın ardından artık hem ekipmanlı hem de resmidir.
2005-2006 sezonu finali İnönü Stadı’nda oynanır ve televizyonda canlı yayınlanan ilk maç olması yetmezmiş gibi New York Times Gazetesi’nde bile yer bulur kendilerine Türkler.

Peki böyle yükselişe geçmişken TAFL (Türkiye Amerikan Futbolu Ligi), ilk canlı yayının üstünden 11 sene geçmişken neden kimse bizi televizyonda ya da 90’lı yılların sonunda gibi gazetelerde görmüyor?

Evet, ekonomik sıkıntısı var neredeyse her takımın. Avrupada bir t-shirt parasına alınan eldivenlere yüzlerce lira ödüyoruz ama TAFL her yıl değer kazanıyor. Evet Avrupalı bir çocuğun birkaç haftalığını biriktirirerek alabileceği ekipmanlara 1000 lira civarına ulaşabiliyoruz ama her yıl Avrupa’ya gidip ülkemizi temsil ediyor, çeyrek finallere, yarı finallere çıkıyoruz.

Bizler inanıyoruz ki; bize destek olunsa, medyadan bize daha fazla ilgi gelse daha da iyi işler yapıp Avrupa şampiyonlukları yaşatabiliriz bu ülkeye, uğruna milyonlarca lira yatırılan diğer branşlardan ziyade. Bizler dünya üzerindeki en sert sporlardan birini yapıyoruz. Herkesten daha çevik, daha akıllı, daha güçlü, daha hızlı olmalıyız. Bu konuda da en büyük isteğimiz de destek, ilgi ve yeni genç sporcular.

Evet oyunculara ihtiyacımız var. Bizimle birlikte ter dökmek, bizim bir parçamız olmak isteyen genç sporcuları 8 Temmuz günü saat 17.00 da Mecidiyeköy Spor Kulübü Tesislerinde bekliyor olacağız.