MENÜ

Yakışmadı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu kadar ezik, bu kadar silik bir Galatasaray’ı uzun süredir Avrupa arenasında seyretmemiştim. Kaybettiği maçlarda bile direnç ortaya koyan, rakibi zorlayan, gol bölgesinde birkaç pozisyon üreten ve formasını terleten Avrupa Aslanı’na alışmıştık biz.. Dün geceki Galatasaray’a değil!

Chelsea, takım oyununu son derece iyi oynayabilen iki beki dahil rakip kaleye çok çabuk gidebilen, ikinci bölge kontrolünü ve oyununu iyi uygulayabilen bir ekip. Buna sözümüz yok... Eto’o’nun erken gelen
golü ile tam devre biterken İngiliz klasiği duran toptan yediğimiz ikinci gol, zamanlama itibariyle takım direncini kırdı diye düşünebiliriz! Ancak o zaman yanılırız, 4. dakika ile ikinci golü yediğimiz 44. dakika
arasında Stamford Bridge’de hiçbir varlık gösteremedik. Sürekli panik halindeydik. Topu tutamadık. Ve işin kötüsü Şampiyonlar Ligi’nde belki de bu rauntta üç pası art arda yapamaz oyun sergiledik.

Londra gecesinde Galatasaray’da kötüler ve çok kötüler vardı. Biraz ışık veren sadece Alex Telles oldu. Drogba, Chelsea’lilerin sevgi(!) karşılığını verdi. Turistik seyahatte gibiydi. Zaten Cim Bom’da oyunun omurgasını oluşturacak Selçuk ve Melo katkı yapmayınca üretkenlik olmuyor. Dün gece bir de buna Yekta, Sneijder ve Burak da eklenince pozisyonsuz koskoca 90 dakika geçti. Chedjou’yu koşa koşa gidip
alanlar dün geceki halini görünce acaba ne düşünüyorlar? Eboue ise bildiğiniz gibi. Hem katkısız hem de hacıyatmaz. Galatasaray top kendindeyken bile bekleyerek oynadı. Bu yavaşlık bu ligi kaldırmaz.

Ne boş koşu yaptılar ne yer değiştirdiler. Cim Bom tek tek hedefinden koparken Londra gecesinden akıllarda hakikaten alkışı hak edecek bitmez tükenmez tezahüratlarıyla Galatasaray seyircisi kalacak...

YORUM YAZ