MENÜ

Son 45 dakika

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kötü başlamadı Galatasaray maça. Bursaspor'u sahasına hapsetmiş, sanki rakibini kontratağa zorlayan bir futbol ortaya koyuyordu. Her zamanki deplasman görüntüsünden uzaktı. Herkes canla başla saldırıyordu. Hatta geçen hafta Sivas'ta faul bile yapamayan Sarı Kırmızılı futbolcular rakip futbolcularla kavga bile çıkardılar. Yerde gereksiz yatan Volkan Şen'e Burak "Kalk" deyince ortam gerildi. Mancini bile kulübeden çıkarak kavgayı ayırdı.

Sonra Bursaspor bir anda 2 gol birden buldu. Galatasaray ne olduğunu bile anlamadı. Ama ilginç bir şekilde de Sarı Kırmızılı futbolcular oyun disiplininden kopmadılar. Aradılar aradılar ve 45+1'de Sneijder ile golü buldular. Herkes eminim aynı şeyi yazacaktır; Sneijder'ın golü maçın kırılma anıydı ve Galatasaray'a finali getirdi.

Bununla beraber Galatasaray ikinci devreye öyle bir başlangıç yaptı ki bir anda durum 2 - 3 oldu. Bu dakikadan sonra maç tamamen Galatasaray'ın kontrolüne geçti skor 2 - 5'e kadar geldi. Eğer 2 - 0'dan 2 - 5'e geri dönüş bahsi yapan biri varsa herhalde paraları ceplerine sığdıramıyordur şu anda. İlk devrede "Galatasaray kendisini hayata bağlayacak son 45 dakikasını iyi değerlendirmesi gerek" demiştim. Daha da iyi değerlendiremezdi herhalde. İnsanın içinden Rize, Kayseri, Antalya, Konya vb. maçlarında da dakikaları iyi değerlendirseydiniz ya demek geliyor ama artık geçti. Sezon finali lig ikinciliği ve Türkiye Kupası ile yapılırsa ne ala.

800 liraya bilet olur mu

Bana kim ne açıklama yaparsa yapsın bir kulüp 10 liralık bileti rakip taraftara 800 liraya itelemeye çalışıyorsa ilk anlayacağım şey, "Gelmeyin kardeşim, istemiyoruz sizi" demektir. Sebebi de ne olursa olsun; destek mi yapılmasın rakip futbolculara, kendi taraftarına mı güvenmiyor tahriklenip olay çıkartırlar diye, kulüp kasasını mı doldurmak istiyor bir anda bilemiyorum ama ortada büyük bir terbiye eksikliği olduğu aşikar. Kaldı ki Bursa'da sahaya atılmadık şey kalmadı. Yekta'nın kafası yarıldı, gol atan Burak önce duş aldı, kırmızı kart görüp polis korumasında soyunma odasına anca gidebildi.

Uğursuz hafta

Geçen hafta çok üzücü geçti benim için. İki arkadaşımı kaybettim gencecik yaşta. Neredeyse mesleğe beraber başlamıştık Süleyman'la. O hep foto muhabirliğinde devam etti. Maçlarda görüyorduk birbirimizi, hep ilk günkü gibiydi Süleyman. Kerim ise Galatasaray Lisesi'nden de kardeşim. O da foto muhabirliğinde en zirveye tırmanan isimlerden biriydi. Bozcaada'da tanımıştım onu ve eşi Aybige'yi. Süleyman kalbinin, Kerim inanılmaz şanssızlığının kurbanı oldular. Ne diyeyim ikinizi de özleyeceğim. Ölümlerin hepsi kötü de zamansız olanına denecek laf bulunmuyor. Nur içinde yatın.

Önemli düzeltme

15 Nisan'daki yazımda bazı ifadelerim yanlış anlaşılmış. Galatasaray Mali Genel Kurul'u öncesi "İstifa, ibrasızlık, kavga olur" diye salya akıtanlar ve ortamı gerenler Galatasaray'ı özümseyememiş medya mensuplarıdır. "Bütün bunlar ise top çizgiyi geçmiyor diye oldu" deyip suçu aynada araması gerekenler de ibra edilmeyen Adnan Polat yönetimidir. Diğer boşluklar bu bilgiler doğrultusunda yerine oturdu sanırım.

YORUM YAZ