MENÜ

Suat Sözen: Siz görmeseniz de biz buradayız

Fanatik Gazetesi ve Bizz Consulting tarafından düzenlenen, "Türkiye'nin Yeni Liderlik Zirvesi" Sports & Business Summit 2016 sona erdi. Zirvede düzenlenen “Birlikte Başarmak, Satrançta Büyük Hamle” panelinde İş Bankası’nın Kurumsal İletişim Müdürü Suat Sözen, satrancın görmezden gelinmesine sitem etti: Görmeseniz de biz buradayız.

Suat Sözen: Siz görmeseniz de biz buradayız

“Bugün iftiharla söyleyebiliriz ki, satrançta lisanslı sporcu sayısı futbolu geçti. Bunu biz herhangi bir medya desteği almadan başardık. Görmezden gelinen bu sporda Türkiye son 10 yılda 344 tane madalya aldı. Bunların 14’ü Dünya Şampiyonluğu, 47’si Avrupa Şampiyonluğu”

Fanatik Gazetesi ve Bizz Consulting’in düzenlediği Sports&Business Zirvesi’nde sadece futbol ve basketbolda değil, diğer branşlarda da önemli konuklar söz aldı. Satrancın Türk sporundaki yeri ve aldığı destek, Dünya ve Avrupa Şampiyonu sporcularla birlikte ele alındı.

“Birlikte başarmak, satrançta büyük hamle” panelinde, satranç sporuna büyük destek veren İş Bankası’nın Kurumsal İletişim Müdürü Suat Sözen, milli sporcular; “Büyük Usta” unvanlı Barış Esen, iki kez Avrupa Şampiyonu olan Kübra Öztürk ve 11 yaşındaki genç sporcu Işık Can, satrancın Türkiye’deki yeri hakkında konuşma yaptı. Sözlerine medyaya sitem ederek başlayan Suat Sözen, Satranç Federasyonu’na 2005’ten itibaren sponsor olduklarını ve bu süreden sonra büyük değişimler yaşandığını kaydedip, şunları söyledi:

‘Sponsor olduk, başarılar geldi’

“Hayatın sadece futboldan ibaret olmadığını, futbol dışında da fena iş yapılmadığını anlatmak istiyorum. Biz 2005 yılında Satranç Federasyonu ana sponsorluğunu üstlendik. Biz Satranç Federasyonu’nun sponsorluğunu üstlendiğimiz dönemde 10 bin civarı lisanslı sporcusu olan, iki bin civarında da antrenörü olan, o güne kadar da herhangi bir uluslararası başarı elde edememiş, bir “büyük usta” yetiştirememiş, Türkiye’de hali hazırda devam eden amatör branşlardaki mevcut federasyonlar gibi bir federasyondu.”

‘Birçok federasyona fark attık’

“Bugün iftiharla söyleyebiliriz ki, lisanslı sporcu sayısı açısından Futbol Federasyonu’nu geçtik. 700 binin üzerinde lisanslı spocusu olan ve Türkiye’nin en büyük federasyonu haline geldi. Dolayısıyla 11 yıllık dönem içerisinde çok büyük bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir. Bugün burada hep futbol tartışıldı ama Türkiye’deki en çok rağbet gören sporlardan birisi oldu satranç... Burada aslında bunları sizlere bakarak da söylüyorum. Bunu biz herhangi bir medya desteği almadan başardık. Kendi kendine, inançla, velilerin desteğiyle, çocukların sevgisiyle bunu başarmış durumdayız. Olayın sadece sayısal büyüklük olmadığını da söylemek gerekiyor”.

İşte 4 büyük şampiyon

Santraçta şampiyon olan sporcularımızı da tanıtan Sözen, “En baştan başlayayım (soldan) Işık Can, dünya şampiyonudur. Bakmayın siz onun yaşına... En son katıldığı turnuvada iddia etti, ‘Bu turnuvada Rus var. Ben onu yeneceğim’ dedi ve Dünya Şampiyonu oldu. Kübra, iki kez Avrupa şampiyonu oldu, aynı zamanda büyük usta’dır kendisi. Barış Esen en son katıldığımız olimpiyatlarda Türkiye takımındaydı ve takım dördüncü oldu. Aynı zamanda ‘Büyük Usta’dır. Ayrıca satranç, olimpik spor değil. Dolayısıyla öyle büyük ödüller, altınlar, evler, arabalar verilmiyor. Hatta hiç ödül de verilmez. Türkiye son 10 yılda 344 tane madalya aldı, 14’ü Dünya Şampiyonluğu, 47 tanesi de Avrupa Şampiyonluğu’dur. Bu dönüşüm sadece sporcu sayısıyla olmadı. Sportif başarıyla gerçekleştirildi. Bugün okullarda oynanan, aktif olarak gerçekleştirilen bir spor haline dönüştü satranç.”

“Siz hiç görmeseniz de biz buradayız”

Ülkemizde yaklaşık 42 bin tane ilk 4 ve ikinci 4 olmak üzere İlköğretim Okulu var. Bunların yaklaşık 16 bin 840 tanesinde İş Bankası tarafından açılmış Satranç sınıfı var. Yani çocukların seçmeli ders olarak gidip oynayabilmelerini sağlamak üzere sınıflar var. Bu okullarda bu çocuklara ders vermek üzere yaklaşık 60 bin öğretmen eğitimden geçirilmiş vaziyette. Binin üzerinde satranç kulübü de açılmış durumda, ki bu da kendi ekonomisini yaratmış durumda. Bu kulüpler aynı zamanda çocukların ve bu işe ilgi duyanların kendi kendisini geliştirmesini sağlıyor. Türkiye’de futbol dışında çok başka işler de yapılıyor. Çok başarılı insanlar var. Siz hiç görmeseniz de, hiç desteklemeseniz de onlar büyük işler yapıyorlar.”

Işık Can: 11 yaşındayım. Satrancı 7 yaşımdayken ağabeyim öğretti. Ben satrancı sevmeye başlayınca okuldaki kursa katıldım. Sonra öğretmenim beni turnuvalara yönlendirdi. İlk turnuvamda İstanbul üçüncüsü olunca turnuvalara gitmeye devam ettim. Ben satrancı en az 40 yaşıma kadar oynamayı planlıyorum. 18 yaşımdan önce de dünyada ilk 10’a girmeyi hedefliyorum.

Kübra Öztürk: Ben satranca 8 yaşında hobi olarak başlamıştım. 17-18 yıldır satranç oynuyorum. Ailemde satrancı bilen yoktu. Birkaç ay sonra dereceler gelmeye başladıktan sonra, beni sürekli turnuvalara göndermeye başladılar. Beni sponsorlarım direkt Dünya Şampiyonası’na gönderdiler. İş Bankası 2005 yılında satranç sporuna sponsor oldu. Benim ilk Avrupa şampiyonluğum 2006 yılında geldi. Bu da Türkiye’ye gelen ilk Avrupa Şampiyonluğu’dur. 2007 yılında bu şampiyonluğu tekrarladım. İkinci defa şampiyon oldum. 2008 yılında Dünya Şampiyonluğu’nu paylaştım. Aynı yıl Türkiye’de Dünya Gençler ikinciliğim var.

Barış Esen: Satranç Türkiye’de entellektüel insanların akşam yatmadan önce kendi aralarında oynadığı bir oyundu. Sportif bir branş bile değildi. Ben 16 yaşımda Türkiye yaş grupları şampiyonu oldum. Türkiye’de iyiydik ama Avrupa’da 9 üzerinden 5 aldığınızda “dahi” olarak nitelendiriliyordunuz. A Milli Takım’a da yükseldim. Çok ciddi başarısızlıklar da elde ettik. Tabii şu an Türk satrancının durumu çok farklı... Şimdi genç arkadaşlar 9’da 8 yapıyorlar. Eski devirleri bilmiyorlar. Bunun en büyük sebebi de İş Bankası’nın yaptığı yatırımdır.

Haberin Devamı
YORUM YAZ