MENÜ

Taha Akgül'den efsane güreşçilere: Ruhunuz şad olsun

Olimpiyat şampiyonu Taha Akgül’ün Rio dönüşü Ankara’da ziyaret ettiği anlamlı bir nokta da Karşıyaka Mezarlığı’nda bulunan ve eski olimpiyat, dünya şampiyonu güreşçilerin yattığı ‘Anıt Mezar’ oldu. Altın çocuk, eski şampiyonların ruhlarına dua etti ve ardından bir başka güreş efsanesi Ahmet Ayık ile buluştu. Taha, spor yaşamında örnek aldığı güreşçilerin başında Ahmet Ayık’ın geldiğini söyledi.

Taha Akgül'den efsane güreşçilere: Ruhunuz şad olsun

Türkiye’nin 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndaki tek altın madalyalı sporcusu milli güreşçimiz Taha Akgül’le Ankara’daki ikinci durağımız eski Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu, eski Güreş Federasyonu Başkanı ve halen Dünya Güreş Birliği (UWW) Asbaşkanı Ahmet Ayık’ın Yenimahalle’deki ofisiydi.

Ayık’a ait akaryakıt istasyonunda bulunan ofise çıktığınızda, ofisten ziyade bir müzede olduğunuz hissine kapılıyorsunuz. Çünkü Ahmet Ayık, 78 yıllık muhteşem yaşamında elde ettiği tüm başarıları, anıları mütevazı ofisinde biriktirmiş. Ofisin bir yanından diğerine dolaştığınızda adeta zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz.

Medved’le yapılan unutulmaz maçların siyah beyaz karelerinden torunu Ahmet Ayık’la verdiği mutluluk pozuna, kazandığı madalya, şilt, beratlardan bir çok devlet büyüğüyle çekilen hatıra fotoğraflarına kadar sayısız materyalle karşılaşıyorsunuz. Ofisin ambiansı Taha Akgül’ü de etkiliyor. O da duvarlarda asılı zaman parçalarına takılıp kalıyor.

Ayık’tan 10 Cumhuriyet Altını

Ahmet Ayık’la Taha Akgül’ün karşılaşması, iki şampiyondan ziyade bir baba oğulun karşılaşması gibi oluyor. Ayık, hararetle sarılıyor son şampiyona. Onu bağrına basıyor. Ardından da sürprizini patlatıyor. Taha Akgül’e, -kendi deyişiyle- çam sakızı çoban armağanı misali, 10 Cumhuriyet Altını hediye ediyor. Her ikisinin Türk güreşinin gururu olmalarının dışında bir özelliği daha var. Sivas’tan çıkan ilk ve son Olimpiyat Şampiyonu olmaları!

‘Rıza, Kübalı kadar uzun olsaydı...’

Sözü 1.93’lük boyuna getiriyorum. Zira, Taha Akgül güreş için oldukça uzun bir boya sahip. Bunun avantaj mı, dezavantaj mı olduğunu soruyorum kendisine. Avantaj olduğunu söylüyor ve devam ediyor: “Son yıllarda güreşte artık uzun boylu sporcular revaçta. Benim rakiplerimin çoğu da uzun boylu. Ancak en uzunları benim! Hepsi eş değerde sporcular. Hepsi çok güçlüler. Hepsi ekol ülkelerin sporcuları. Hepsi çok iddialı. Onların böyle olması benim madalyamın değerini biraz daha artırıyor. Benim bir avantajım da kilomun onlardan daha az olması. Ben 120 kilo geliyorum ve 125 kiloda mücadele veriyorum. Eğer kilom fazla olsaydı, kilo verme sorunu yaşayacaktım. Böyle bir problemim olmuyor. Gençlerde Dünya ikincisi olduğumda da 101 kilo geliyordum ve 125 kiloda mücadele vermiştim. Uzun boy konusunda şunu da eklemeliyim; eğer Rıza Kübalı rakibi kadar uzun olsaydı, Rio finalinde 4-0’ın altından kalkabilirdi!”

Motivasyon kaynağı

Güreşçi bir aileye sahip olduğu için eski şampiyonlarla ilgili çok şeyler duyduğunu ve bir gün onların başardığını başarmak için kendisini sürekli motive ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Onlar da tıpkı şehitlerimiz gibi bu ülke için emeğini, enerjisini harcamış, terini son damlasına kadar akıtmış gurur kaynağı sporcularımız. Biz gençlerin onların çalışma azminden örnek alacağı çok şeyler var. Allah onlara da gani gani rahmet eylesin. Onlara böyle bir ‘Anıt Mezar’ yaptırdığı için Türk Güreş Vakfı’na ve başkanımız Ahmet Ayık’a çok teşekkür ediyorum”.

Şampiyonun utandığı soru!

Şampiyonluğun Türkiye’de yarattığı yankı konusunda ise Taha şunları söylüyor: “Umduğumdan daha fazla ilgi gösterildi. Açıkçası bu kadar beklemiyordum. Belki de tek olimpiyat altın madalyasını ben aldığım içindir! Sosyal medya hesaplarıma gelen mesajların, kutlamaların haddi hesabı yok. Sokakta gördüğüm ilgi de öyle. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum.”
“Ya kızların ilgisi!” diye ters köşe yapıyorum. Utanıyor! Ve cevap vermiyor! Sadece, “Benim işim güreş!” diyebiliyor.

Taha Akgülden efsane güreşçilere: Ruhunuz şad olsun



Ahde vefanın en güzel örneği

Ahmet Ayık, Hamza Yerlikaya ve Taha Akgül olmak üzere Türkiye’de üç olimpiyat şampiyonu çıkaran tek il olma özelliğine sahip Sivas’ın ilk nesil şampiyonu ile son jenerasyonun temsilcisinin buluşmasına tanıklık ediyoruz. Bir müddet hoş sohbet ediyorlar. Ayık, övgülerini ve nasihatlerini sıralıyor. Taha, dikkatle dinliyor. Spor yaşamında örnek aldığı güreşçilerin başında Ahmet Ayık’ın geldiğini söylüyor.

Kendisinin de güreşi bıraktıktan sonra Ayık gibi spora ve eğitime hizmet edeceğini de ekliyor. Kısa bir sohbetin ardından son istikametimiz Karşıyaka Mezarlığı’nın içinde yer alan Türk Güreş Vakfı’nın yaptırdığı ‘Anıt Mezar’ oluyor. Anıt Mezar’da adını Türk Güreş Tarihi’ne altın harflerle yazdırmış eski Olimpiyat ve Dünya Şampiyonları Hasan Bozbey, Mahmut Atalay, Rıza Doğan, Nasuh Akar, Celal Atik ve Halit Balamir gibi güreşçiler yatıyor. Taha Akgül bu kez de eski güreş efsanelerinin huzuruna çıkıyor. Ellerini açıyor, bir Fatiha da onların ruhlarına okuyor. Ahde vefanın en güzel örneklerinden birini sergiliyor.

‘Tüm başarıları elde etmeye odaklandım’

Anıt Mezar ziyaretinin ardından tekrar Ahmet Ayık’ın ‘müzevari’ ofisine geliyoruz. Söyleşimize devam ediyoruz: “Eğer ihtiyaç duyulursa grekoromen de yapar mısın?” diye beklemediği bir soru soruyorum. Çünkü geçmişte hem serbestte hem de grekoromende başarılı olan sporcularımız var. O da, “Şu an böyle bir ihtiyaç olduğunu sanmıyorum. Rıza Kayaalp gibi başarılı bir sporcu var. Olursa da yaparım elbette! Serbestçiler grekoromen yapabilir ama grekoromenciler serbest yapamaz. Benim şu an odaklandığım tek şey, kendi sıkletimde kazanılabilecek tüm başarıları elde etmek. Böyle fantazi işlerle meşgul olmak istemem açıkçası!”

‘Başpehlivan Recep Kara ile çalıştım’

Taha Akgül’e kendisine antrenman veren idman arkadaşlarını, isimsiz kahramanları hatırlatıyorum... “Bir kucak dolusu teşekkür de onlara” diyor ve ekliyor: “Onları zaten Rio’ya da götürdü federasyonumuz. Orada da beraber çalıştık. Benim kilomda partner bulmak zor oluyor. Bu nedenle zaman zaman Rıza Kayaalp’le de birbirimize antrenman verdik! Türkiye’de ise Recep Kara ile bir müddet çalıştım. Birbirimize antrenman verdik. Erzurum’da yüksek rakımda çalıştık. Demek ki, iyi bir iş çıkarmışız ki, o Kırkpınar Başpehlivanı oldu, ben de Olimpiyat Şampiyonu!”

Amerikalılar’ı neden reddetti

Şampiyona son olarak ABD’lilerin anatomisini, hızını, çabukluğunu incelemek için yaptıkları teklifi hatırlattığımda ise, bu teklifi reddettiğini, çünkü amaçlarının ne olduğunu tam olarak bilemediğini ifade ediyor. Biz de foto muhabiri arkadaşım Serkan Hacıoğlu ile birlikte Taha Akgül’e teşekkür ediyor ve bundan sonraki yaşamında başarılar diliyoruz. Umarım bu söyleşileri 2020 ve 2024’de de tekrarlarız.

Hamit Turhan

Haberin Devamı
YORUM YAZ