MENÜ

Olimpiyatın en nadide yıldızları

Türk sporu, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nda bazı branşlarda ilki yaşayacak. Kürsünün favorisi olmasak da eskrim, modern pentatlon, tenis, cimnastik ve binicilikte mücadele etmenin gururunu yaşayacağız.

Olimpiyatın en nadide yıldızları

Olimpiyat Oyunları’na katılan her sporcu ülkesi için çok değerlidir. Hatta bazılarının madalya şansı çok azdır ama, gelişmekte olan branşlarda ülkesine ilkleri yaşatması, onu olimpiyatın en nadide sporcusu yapmaya yeter de artar bile. 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndaki Milli Takım kafilemizde de işte böyle nadide isimler yer alacak. Özellikle de kota alma sürecinde elde ettikleri başarılarla Türk spor tarihine geçen sporcularımız şimdiden kalbimizin yıldızı oldu.

Tarihi kotalar!

Eskrimde İrem Karamete, Modern Pentatlonda İlke Özyüksel, teniste Çağla Büyükakçay, olimpiyatta ilk kez kota hakkı kazanırken, cimnastikte Ferhat Arıcan 108 yıl sonra binicilikte Ömer Karaevli, 56 yıl sonra bu branşlarda olimpiyat özlemine son verirken 17 yaşındaki cimnastikcimiz Tutya Yılmaz ile bandimtonda Özge Bayrak olimpiyata giden ikinci sporcularımız oldu.

Cimnastiğin çiçeği

Bir diğer gururumuz da Tutya Yılmaz. 2012’de Göksu Üçtaş’la kadınlarda ilk kez bu heyecanı yaşamıştık. Bu defa da, adını çiçekten alan Tutya ülkemizi temsil edecek. Türkiye’nin olimpiyata 17 yaşında bir cimnastikçi göndermesi büyük başarı. Tutya bu kotayı alana kadarki süreçte ise, sporu bırakmanın eşiğinden dönmüş. Allah’tan elinden tutmuşlar! Başta da İTÜ. Çalıştığı İstanbul Bağlarbaşı salonu kapanınca, idman için Bolu’ya gidip gelmeye başlamış. Yorulmamak mümkün mü, işte orada bırakmayı düşünmüş. O günkü devlet büyüklerimiz, devreye girmiş Burhan Felek’i tahsis etmiş. Ardından İTÜ, Tutya için kendi çatısı altında cimnastik şubesi açmış tüm imkanlarını Tutya için seferber etmiş, iyi de yapmış!

Muhteşem Süleyman!

Milli sporcu Ferhat Arıcan, Türkiye Cumhuriyet Tarihi’nde 2016 Rio’ya kota alarak, erkekler cimnastikte 108 yıllık olimpiyat özlemini bitirdi. Aslında Arıcan zaten gelecek vaadeden bir cimnastikçiydi ve başarısı da çok tesadüf değildi. Bilinmese de; ‘Arıcan’ adıyla dünya cimnastik literatüründe 3 harekete sahip ilk sporcudur. Bitmedi, Dünya Şampiyonası’nda 84.865 puan toplayarak finallere adını yazdıran ilk Türk cimnastikçimizdir. İddialı olduğu paralel aletinde dünya sıralamasında ilk 12 isim arasında yer alan ve yabancılar tarafından ‘Muhteşem Süleyman’ lakabı takılan genç sporcu, zorluk derecesi yüksek hareketlerini 2008 ve 2014’te paralel aletinde, 2013 atlama masasında yapmıştı. Ekstra bilgi; Cumhuriyet öncesi, 1908 Londra’da Aleko Mulos ülkemizi cimnastikte temsil etmişti.

Sessiz ve derinden!

Öncelikle modern pentatlon nedir?.. Eskrim, yüzme, binicilik, koşu ve atıcılık olmak üzere 5 branştan oluşan spor dalıdır. Birini yapmak isterken, 5’ini aynı anda yapmaya çalışmak, lafın kısası zor bir spordur. İşte Türkiye’de bunu yapan ve olimpiyatlara kadar gelmeyi başaran bir sporcumuz var hem de daha 19 yaşında... İlke için de hiçbir şey kolay olmadı. Kendi kızı da modern pentatloncu olan Federasyon Başkanı Yaşar Akşin’in engellemeleriyle karşı karşıya kalsa da İlke, Türk basınının ilgisizliğine rağmen inatla başarısını konuşturdu. Yıldızlar (A) 2015 Avrupa Şampiyonası’nda bronz, Dünya Şampiyonası’nda ise altın kazandı. Büyüklerde 2016 Avrupa’da 3.’lük kürsüsüne çıktı. Zaten olimpiyata da giden modern pentatloncudur. Hafife de almamak lazım, belki ülkemize madalya getirme potansiyeli yüksek olan bir sporcu.

Annesinin kızı!

İrem Karamete, Türk eskrim tarihinde olimpiyat kotası alan ilk sporcu. Olimpiyatlara katılımın son kez davet usulüyle 1984 Oyunları’na kadardı. Daha sonra hiçbir Türk eskrimci, olimpiyatlara gidemedi. 23 yaşındaki Karamete 32 yıllık hasreti de bitirdi. Eskrimci bir aileden geliyor İrem Karamete... 10 yaşında başladığı eskrimde10 yıllık bir süreçin ardından 2016 Rio vizesini almayı başardı. En büyük idolü ise eskrimci annesi... İsrail Milli Takımı’yla iki kez olimpiyat görmeyi başaran annesinin yolunu tutan İrem, “Annemin olimpiyatlara gitmiş olması hedefimi daha da büyüttü. Annem benim için idol” demişti.

56 yıl sonra olimpiyattayız

Türkiye, binicilikte Ömer Karaevli ile 56 yıl aradan sonra olimpiyatlarda yer alma hakkı kazandı. Milli binici Karaevli, ‘Dadjak Ter Puttenen’ isimli atıyla katıldığı 75 yarışmada toplam 927,25 puana ulaşarak, engel atlama dalında 2016 Rio Olimpiyatları’na katılmaya hak kazandı.

Badmintonda fire vermedik

Uzakdoğu ülkelerinin büyük üstünlük sağladığı badmintonda ilk sporcumuzu 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na göndermiştik, 2016 Rio’yu da es geçmedik. Bu kez Bursalı Özge Bayrak ülkemizi temsil edecek. Olimpiyata giden ikinci sporcu unvanını da alan Bayrak, 14 yıl önce merak ederek başladığı badmintonda şimdi en büyük hedefini ulaşmanın gururunu yaşıyor. Badmintonda Türkiye’yi ilk kez 2012 Londra’da ülkemizi Özge Bayrak’ın takım arkadaşı ve partneri Neslihan Yiğit temsil etmişti.

Çağla Büyükakçay sözünde durdu

Çağla Büyükakçay’ın tenisteki tarihi yürüyüşü, 2016 Rio’ya kadar sürdü. Milli tenisçi aslında, FANATİK Gazetesi’ne 8 Temmuz 2014’te verdiği röportajda şu ana kadar ulaştığı tüm hedeflerin sözünü vermişti. 2014’te verdiği demeçte; “Olimpiyata giden ilk Türk tenisçi olmak istiyorum. Antrenörüm Can Üner’le birlikte ülke ülke gezip 2016 Rio için puan toplayacağız. Daha 2 yılım var. Öncelikli hedefim bir Grand Slam’de ana tabloya girmek ve ardından 2016 Rio’ya gitmek” demişti. Evet... WTA kazanan ilk Türk tenisçi oldu. Ardından dünya sıralamasında ilk 100’e giren ve Türk tenis tarihinde Grand Slam ana tablosuna kalan ilk kadın tenisçi olmayı da başardı. Hatta şu anda dünya klasmanında 67. sırada. Wildcard aldı ama bu hakkın tanınması ve başvurmamız adına, sporcunun da ülkesi için işte bu kadar önemli ilkleri başarması şarttı, o da bunu yaptı. Başarılar Çağla...

Hazırlayan: Hatice Yücel










Haberin Devamı
YORUM YAZ