MENÜ

Fatih Terim hedef tahtasında!

Letonya beraberliğinin ardından faturayı karşılaşmanın hakemine kesen A Milliler'in patronu şimşekleri üzerine çekti. FANATİK'in usta kalemlerine o açıklamayı ve 2016 şansımızı sorduk...

Fatih Terim hedef tahtasında!

Fatih Terim ne demişti?

"Burak’ın pozisyonunun ofsayt olmadığını gördüm. İlk yarıda kaleci sarı kartlıydı. Burak’ın pozisyonu devam etseydi penaltı ve kırmızı kart olacaktı. Çek Cumhuriyeti’ne 2-1 yenildiğimiz maçta da bir başka İsveçli hakem, biz 1-0 önde iken Arda’ya yapılan penaltıyı vermedi. Ve biz o maçı kaybettik. Bu iki İsveç hakemine yazıklar olsun. "

"Bakalım nasıl bir uygulama gösterecekler hakemlere? Letonya, tamam bizim rakibimiz değil ama hakemler canımızı yaktı. Bir de lehimize bir şey olsun. Tamam skor olarak alamadık ama bazen de ‘hakem’ demek istiyoruz.İyi bir takım olmaya adayız ama bizim buraları geçmemiz lazım... Bu saatten sonra kazanmaktan başka yapacağımız başka bir şey yok. Ülkemize de keyifli bir gece yaşatmalıydık. Çok basit bir açıklaması var. Bu tarz maçlarda 2 farklı skor bulmazsanız sıkıntı olur. Çok gol kaçırdık. Son dakikalarda gol bulunca yine panikledik. Maçtan sonra oyuncularıma da söyledim. Bahanemiz olamaz ve Hollanda yenilmişken böyle bir sonuç olmadı, bize yakışmadı."

Yazarlarımızın yorumları:

Mehmet Demirkol

Hayali düşmanlar yaratıyor


İnsanı kedere itmesi normal bir oyun ve skorun ardından hızlı bir şekilde oyunu değerlendirip Hollanda maçına yoğunlaşmak gerekir. Ama hoca böyle durumlarda hayali düşmanlar yaratıyor.

Milli Takım 7 maçta 2 kez kazanabildi. Kazakistan maçlarını. Geri kalan 7 maçta 4 kez öne geçti. Ve bunların hepsinde yakalandı. İki kez Letonya’ya, bir kez Çekler’e bir kez de Hollanda’ya. En iyi oynadığımız maç ise tam bir savunma futbolu sergilediğimiz Hollanda maçıydı.

Yani hem oyunu ve skoru tutamıyoruz hem de Terim’in temel oyun felsefesini tam olarak sahaya yansıtamıyoruz. Tüm bu hal ve 54 takımdan 24’ü arasına girememe ihtimali büyük bir başarısızlık. Ancak Letonya maçı özelinde Terim’i direkt sorumlu göstermek yanlış olur. Atamayan da, oyunu tutamayan da son derece deneyimli ve yüksek maaşlı oyuncular. Terim’in oyun planı da, değişiklikleri de büyük oranda doğruydu. Sonuç da verdi. Ama skoru alamadı.

Gereksiz üslupla yaklaşım

Maç sonu basın toplantısı içinse aynı şeyi söyleyemeyiz. İnsanı kedere itmesi normal bir oyun ve skorun ardından hızlı bir şekilde oyunu değerlendirip Hollanda maçına yoğunlaşmak gerekir. Ama hoca böyle durumlarda hayali düşmanlar yaratıyor.

Misal maç öncesi Cenk’in neden kadroda olmadığını soran muhabir Hakan Gündoğar’a ‘Bunu Beşiktaşlı Hakan Gündoğar soruyor tabii’ diyor son derece gereksiz bir üslüpla. Hakan orada ‘Tabi bu cevabı veren de Galatasaraylı Fatih Terim’ dese hoca ne diyebilir?

Bunların kime faydası var.Hollanda maçı için normal şartlarda umutlu olmak adına çok sebep var. Ancak bu şut kalitesi ve galibiyeti koruyamayan oyun yapısıyla işin kolay olduğunu söyleyemeyiz.

Feyyaz Uçar

O fatura hakeme kesilmez


“Faule açık bir takımız, çünkü çok dripling yapıyoruz. Tek pas oynayarak hakemi de devre dışına çıkarmamız mümkün. Ancak ne olursa olsun Fatih hocanın faturayı hakeme kesmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Karşılaşma sonrasında hakemler konusundaki açıklamaları sebebiyle Fatih hocaya hak vermemek mümkün değil. Letonya maçında özellikle faullerle ilgili bariz hatalar yaşandı. Fatih hocamızın bahsettiği ofsayt pozisyonunda da sorumlu yan hakemdir. O, bayrağını kaldırınca hakem de düdüğünü çaldı. Buna rağmen Fatih hocamız faturayı tamamen hakemlere kesmeyecektir, kesmemelidir diye düşünüyorum. Oynadığımız futbol hakemlerle çok ilintili. Faule açığız, çünkü çok dripling yapıyoruz. Tek pas oynayarak hakemi devre dışına çıkarmamız mümkün.

Artık kazanmak da yetmeyebilir

Hakem sıkıntısı Türk futbolunda yıllardır devam ediyor. Hakemlerden şikayetimiz bitmedi. Onların da tavırları değişmedi. Futbol anlayışımızı tekrar gözden geçirmek zorundayız. Letonya karşısında ilk 11’de çok fazla ofansif ayak gördük ama bitirici vuruş noksanlığı vardı. Pozisyon yaratan bir sürü oyuncuya sahiptik. Volkan Şen, Gökhan Töre ve Arda Turan gibi 3 tane kanat oyuncusu vardı. Bunların yerine biraz daha golcü özelliği bulunan bir isim olmalıydı diye düşünmemek mümkün değil. Grup maçlarından beri fırsatları hep teptik, pazar günü hedef galibiyet ancak bu sefer o da yetmeyebilir.

Cem Dizdar


Her kayıp sonrası aynı dil

Hakem ya da ‘beceri sorunu yaşayan ön oyuncu’lardan söz ederken amaç esasen sorunları kendi dışında gösterme gayreti. Dilin altında yatan şu; “Bende sorun yok. Planladım ama hakem engelledi, oyuncular da atamadı”

Yakın tarihine kazınmış bir alışkanlığın futboldan ırak olması düşünülebilir mi? “Kârın tamamını al, zararı ise kendi dışındaki herkese bölüştür” biçiminde formüle edilebilecek bu tutumun temsilcilerinden biri de Fatih Terim’dir. Son maçta hakemden ya da ‘beceri sorunu yaşayan ön oyuncu’lardan söz ederken amaç esasen sorunları kendi dışında gösterme gayreti.

Dilin altında yatan şu; “Bende sorun yok. Planladım ama hakem engelledi, oyuncular da atamadı” Ama gruptaki durumu açıklarken, “Kurban olduğum Allah o bize tepside sunuyor biz elimizin tersiyle itiyoruz” sözleriyle ne demek istedi acaba?.. “Durumun planla ilgisi yok herşey ulviyete bağlı” mı diyordu yoksa “Futbolcular beni dinlemedikleri gibi ilahi zaafiyet içindeler” mi, varın işin içinden siz çıkın!..
Neden Ozan’la başlandı?

Onca yıldır ülke futbolunun her katında çalışıp şu andaki en üst ve ulaşılmaz mertebesine kurulan Terim’in “Ülke olarak savunma yapmayı bilmiyoruz” ya da “Galiba (!) bek ve stoper yetiştirmemiz gerekiyor” tespitleri de içine itildiğimiz acıklı durumun ironik dile getirilişi olsa gerek.

Son maçla ilgili örneğin şunlara benzer soruların yanıtları aransa eksikler, yapılamayanlar daha doğru tespit edilemez miydi?

Madem erken gole ihtiyaç vardı neden oyunu genişletebilecek ‘yükselen sağ bek’ Şener değil de o bölgede Ozan’la başlandı?..

Ya da... Ozan, sağ bekten çıkıp öne geçince Selçuk da ofansif karakter kazandıysa böyle başlamak erken skor için daha uygun olmaz mıydı?

Veya.. Madem ülkenin stoperi yok, Bundesliga seviyesinden Hakan’la barışıldı da Ömer’e ne oldu?

Sonuçta olan şu “Yanlış hayat doğru yaşanamıyor...”

Hollanda ve devamındaki maçlar için birincil beklentimiz play off’a kalacak sonuçları almak. Ama tersi durumda bu öfke ve sinirle Hollanda maçının 2006 elemelerindeki İsviçre maçının sonuna dönmemesini beklemek ise en büyük dileğimiz...

Haberin Devamı
YORUM YAZ