MENÜ

Hayaller 17, Gerçekler Ancak 7

Nilay Yılmaz, Asteras Tripolis - Beşiktaş karşılaşmasından izlenimlerini aktardı.

Hayaller 17, Gerçekler Ancak 7

Ekim’de daha planlar düşünüldü, uçak biletleri alındı, otel rezervasyonları yapıldı. Yaşasın komşuda Beşiktaş’ın maçı var...

İlk fireyi Kasım başında verdik; sokaktan geçene vize veren Yunanistan Konsolosluğu Diren’in çalıştığı bankayı (ING, Yunanistan’ın Euro bölgesi dışına çıkarılması yönünde rapor hazırlamıştı) beğenmedi, ‘gidemezsin’ dedi. Demet ilk yurtdışı seyahati için hesabında konsolosluğun umduğu miktarda para göstermeyince kendisine ‘Sen bu parayla ancak sizin başkentinize gidebilirsin’ dendi.
Seyithan ve Ümit pasaport kurbanı oldu. Ayberk işten, Cengiz eşinden izin alamadı. Betül’ün sınavları vardı. Bora ehliyetini alıp pilot oldu, işe bile başladı. Armağan ve Yiğit bir taşla iki kuş vurmaya kalkıp hem Sofya’da Liverpool hem de Tripoli’de Beşiktaş maçını izleme planları yaparken Yunanistan’daki genel grev nedeniyle Sofya’da mahsur kaldı.

Geri kalan yedi kişinin kimi erken geldiği için uçakla, kimi ise uçaklar iptal olunca 20 saatlik karayolu eziyetine katlanarak Atina’ya kendini attı. Şehri gezdik elbet. Olimpiakos Stadı’nın oralardan geçerken bildiğiniz 1,2,3 tıp oynamak zorunda kaldık, Türkiye’den geldiğimiz anlaşılmasın diye.

Metroda albay emeklisi gibi bir amca, ‘Where are you from’ diye sorduğunda ‘I am from Bulgaria’ dedik. Ancak adam bize bu defa hangi dilde konuştuğumuzu sordu, kendisinin 3 kez İstanbul’a geldiğini belirterek. Türkçe konuştuğumuzu, ancak Olimpiakosluların Türklere tepkisinden dolayı temkinli davranmak zorunda kaldığımızı itiraf ettik. Adam gülümsedi, ‘takmayın kafanıza, onlar bir avuç serseri’ dedi, biz de ona Türkiye’deki bir avuç serserinin Marko’yu öldürdüğünü söyledik.

Kahve içmek için seçtiğimiz mekan, Yunan film yönetmeni Angelopoulos’un film seti gibi çıktı. İki din görevlisi masalarında bahis bülteni, kahkahalarla maç seçiyordu. Yunanca kelimelerin arasında sürekli geçmesine bakılırsa, Galatasaray maçı kafalarını çok karıştırmıştı. Acaba en son neye karar verdiler...

Grev Ah Grev
Beşiktaşlı bahtsızlığı Atina’da da yakamızı bırakmadı. Uçaklar çalışmadı, metrolar, otobüsler iptal. Türkiye’deki sendikaların bir dakikalık iş bırakma eylemi gibi değil, orada hayat duruyor. ‘Ülkeyi yarın kurtarın, bugün Beşiktaş’ın maçı var’ dedik ama dinletemedik.

2015 Mali Yılı Bütçe Tasarısı’nı protesto etmek için kamu ve özel sektörde düzenlenen genel grev Yunan hükümeti kadar Beşiktaş taraftarını da zora soktu.

Tripoli, Atina’ya 180 km uzaklıkta. Dağlık bir bölgede, bir tarlanın içine kurulmuş adeta portatif bir stadyumda oynandı Tripoli-Beşiktaş maçı. Şehrin girişinden stada kadar polis eşliğinde, bildiğiniz İstanbul mahallelerinin sokak aralarından geçer gibi ulaştık. Sert bir yağmurun altında, bileklerimize kadar çamurun içinde 15’er kişi halinde stada alınmayı bekledik. Neyse ki maç başlamadan 5 dakika önce stattaki yerimizi aldık.

Ama ne stat! Türkiye gibi stat konusunda geri bir ülkede bile amatör lig statları Asteras’ın stadından iyi. Tribünden bir arkadaşımız sahaya bakıp ‘Sanki çocuğumu seçmelere getirmişim de izliyormuşum gibi’ dediğinde biz kaleye atılan şutun sesini duyuyorduk.

Didik didik aranmamıza rağmen o stada meşaleler nasıl girdi, anlamış değilim. Demba Ba’nın muhteşem golünden sonra bir anda meşaleler ortaya çıktı. Arka sıralardan bir abi, ‘Meşale yakmayın, ceza gelecek. Kulüpte para yok’ diye bağırdığında, Cem ‘Para yoksa beklettikleri üyeliklerimizi onaylasınlar da aidatlarımızı yatıralım’ diye karşılık verdi.

Tipik Beşiktaş stresi takım öne geçtikten sonra başladı. İkinci golden sonra hem tribün hem de takım gevşedi. Futbolda gevşekliğin cezası anında kesilir ve önce Atiba’dan başlar. Son on dakikası yoğun stresle geçen maçta Beşiktaş berabere kalarak istediğini aldı ve ikinci tura yükseldi ama Beşiktaş’a çok güvenen Ferhat’ın kuponu yattı.

Maçtan sonra iki takım taraftarı birbirine sözlü sataşmaya başladı. Bizimkiler Ottoman’dan Fatih Sultan Mehmet’e kadar en sakin Yunanlıyı bile kaşıyacak ne varsa bağırınca, maç boyunca sesleri çıkmayan Asteras ‘numaralı’ tribününün giderayak adrenalini yükseldi. Rekabetçiler aralarında didişirken, oğluyla maça gelen bir baba, alkışlayarak bizim tarafa ‘Good team’ diye seslenip, Beşiktaş’ı takdir etti.

Ben de Beşiktaş’ı ikinci tur için tebrik ediyorum.

Nilay Yılmaz

Haberin Devamı
YORUM YAZ