MENÜ

Ya o kavga olmasaydı?

Tam 10 yıl önce, Indiana Pacers ile Detroit Pistons oyuncuları arasında yaşanan ve tribünlere kadar sıçrayan, 'Saraydaki Garez' (The Malice at the Palace) adlı kavga, o dönemde NBA'in zirvesine oynayan Indiana Pacers'ın ve o ekibin ana çekirdeğinin kariyerlerini baştan aşağı değiştirdi. Peki NBA tarihinin en kara lekesine imza atan o adamlar şimdi nerede? Buradan buyrun...

Ya o kavga olmasaydı?

Bundan tam 10 yıl önce, Indiana Pacers yetenekli oyuncularla kurulu kadrosu ve yükselen değerleri ile tarihinin ilk NBA şampiyonluğu için yola koyulmuştu. Los Angeles Lakers'a kaybedilen NBA finalinden birkaç yıl sonra, Indiana gelecek vaat eden genç yıldızlarla tecrübe abidesi veteranlardan oluşan bir ekip kurmuş ve gözünü NBA'in zirvesine dikmişti. Ancak tarihler 19 Kasım 2004'ü gösterirken, NBA tarihine kara bir leke olarak düşen o berbat şey oldu. Doğu Konferansı'nın ve NBA'in son şampiyonu Detroit Pistons'ın ev sahipliği yaptığı maç, NBA tarihine 'The Malice at the Palace' (Saraydaki Garez) olarak geçecekti.

Bir devrin sonu

Basitçe dile getirmek gerekirse; Pistons ve Pacers o dönemde Doğu'nun en iyi iki takımıydı. Tıpkı son birkaç yılda Miami Heat ve Indiana Pacers arasındaki rekabet gibi... Önceki yılki Doğu Finali'nde Pistons, Pacers'ı yenmeyi başarmış ve devamında da NBA şampiyonluğuna uzanmıştı. Ben Wallace, Rasheed Wallace, Chauncey Billups ve Tayshaun Prince'in ana çekirdeğini oluşturduğu o kadro, 2004-05 sezonuna da 8 maçta 6 galibiyet alarak hızlı bir başlangıç yapmıştı. Bu iki takımın, 19 Kasım 2004'te oynadığı maçın son dakikasına kadar her şey normal gibi görünüyordu. Ancak sonra o şey oldu; Ron Artest ile (bugünkü adı ile Metta World Peace) Ben Wallace arasında başlayan itişme, birçok oyuncunun, teknik ekiplerin, polislerin ve en kötüsü taraftarların karıştığı, dev bir kavgaya dönüştü.

Şimdi neredeler?

Indiana Pacers, Paul George ve Roy Hibbert önderliğinde bundan 10 yıl sonra yeniden Doğu'nun zirvesine kadar gelmeyi başardı başarmasına... Ancak 10 yıllık bu rötar, akıllardaki yerini koruyor: 'Ya o olay olmasaydı?' NBA'in emniyet politikasını revizyona sürükleyen bu vakanın getirdiği yaptırımlar, oyuncuların bireysel kariyerine olduğu kadar Pacers'ın kaderine de etki etti. Pacers'ı Doğu'nun zirvesinden dibe çeken o olayın kahramanlarına ve olay sonrası kariyer gidişatlarına bakmakta fayda var.

Ron Artest



O dönemde Ron Artest adıyla anılan Metta World Peace, NBA tarihinin en uzun süreli cezasını aldı. Dev forvet, geride kalan 86 maçta (73 normal sezon, 13 Play-Off) forma giyemedi ve aynı dönemde 5 milyon dolar zarar yazdı. Artest belki de savunma yönüyle öne çıkan bir oyuncuydu ancak dile kolay; neredeyse 25 sayı ortalama ile oynuyordu. Chicago'dan Indiana'ya takas edilişinden beri oyunun her iki yönüne de katkı verebilen, komple bir forvet olarak hayli sivrilmişti. Bu olay onun yalnızca 2004-05 sezonuna değil, Pacers kariyerine de nokta koyacaktı. Artest, olaydan sonra yalnıca 16 maç daha Pacers forması giydi ve hemen ardından Sacramento Kings'e takas edildi. Artest, iniş çıkışlarla dolu Kings kariyerinin ardından 1 yılını Houston'da geçirdi. Herkes, 2012'de Los Angeles Lakers'a katıldığında Kobe Bryant, Steve Nash ve Dwight Howard'lı efsane kadroyla şampiyonluk yüzüğünü parmağına geçireceğini düşünüyordu. Ancak sonuç hayal kırıklığı oldu. Artest, kariyerine şu sıralar 'Panda Dostu' lakabıyla Çin'de devam ediyor ve NBA'de son olarak formasını giydiği New York Knicks'in maçlarını, uykusuna mal olabilecek saatlerde televizyondan izliyor.

Stephen Jackson




Saraydaki Garez isimli korku filminde gösterdiği performansla en iyi yardımcı oyuncu oscarına layık görülen S-Jax'e bu olay 30 maça mal oldu. Jackson, cezasını tamamlamasının ardından 2006-07 sezonunun ortasına dek Indianapolis'te kaldı ve sonrasında Golden State'e takas edildi. Olayın, bu arsız çocuğu pek de uslandırdığı söylenemezdi. Zira Jackson, Ekim 2006'da Indiana'daki bir striptiz kulübünün çıkışında silahların ateşlendiği bir kavgaya karışmıştı. Polisin olay yeri incelemesinde yerde bulunan tek toz barut değildi. Jackson, bundan kısa bir süre sonra, Ocak 2007'de Koç Rick Carlislie ile hararetli bir tartışma yaşayıp 'Takım içi disiplini bozma' gerekçesiyle kadro dışı bırakıldı. Tüm bunlar, malum sonu hazırladı. O dönemde Baron Davis, Monta Ellis gibi çabuk ve patlayıcı oyuncularıyla keyifli bir basketbol oynayan Golden State, Jackson'ın belki de parlak günlerinin son durağıydı. S-Jax, Charlotte, Milwaukee, San Antonio ve LA Clippers maceralarının ardından boşa çıktı ve hala 'emekliliğini ilan etmemiş bir veteran' olarak piyasadaki yerini koruyor. Bir nevi gizli işsiz de denilebilir.

Jermaine O'Neal



All-Star apoletini layıkıyla taşıyan bir pivot için büyük bir şanssızlıktı JO'nunki. O dönemin en dominant pivotlarından biri olan Jermaine O'Neal, 25 maçlık ceza aldı, ancak daha sonra Pacers'ın yaptığı başvuru sonucu cezası 15 maça indirildi. Tabi O'Neal'ın o günden bugüne yaşadığı düşüş, 15 maçlık bir cezadan ibaret değil. Aksine bu konuda sakatlıkların başrolü oynadığını söylemek gerek. Dört sezon boyunca Pacers'ta her sezon en az 72 maça çıkan All-Star pivotun muhteşem istikrarı, 2004-05 sezonunda 44 maça çıkmasıyla son buldu. 24.3 sayı, 8.8 ribaund ve 2 blok ortalamalarıyla oynayan O'Neal için bu sezon, sonun başlangıcıydı. Sonraki üç sezonda sezon başına 54 maça çıkabildi. Gitme vakti geldiğinde Miami, Toronto, Boston, Phoenix ve Golden State arasında bir tercih yapması gerekti ve o, Warriors'ta Bogut'u yedeklemeyi seçti. J.O, hala Pacers tarihinin en çok blok yapan oyuncusu. En skorerler listesinde 5'inci sırada olan yetenekli uzun, ribaundlarda ise 6'ıncı sırada.

Anthony Johnson



O dönemde Pacers'ın yedek oyun kurucusu olan Johnson, kariyerini patlatan sezonu yaşamış ve 4 yıllık yeni sözleşmeye imza atmıştı. Kavga sırasında eline geçirdiği, bar taburesi ayarında bir nesneyi fırlatmasına son anda mani olunmasaydı, aldığı ceza 5 maçla sınırlı kalır mıydı? Hiç sanmıyorum. Cezasına rağmen Johnson, o sezon 63 maçta forma giydi ve Haziran 2006'ya kadar takımda kalmayı başardı. Sonrasında ise üç oyunculu bir takasla Dallas'ın yolunu tuttu. Kariyerine kara bir leke gibi düşen olayın ardından gittiği hiçbir yerde dikiş tutturamayan Johnson, kariyerinin son dört sezonunda dört kulüp değiştirdi. Emekliliği sonrası adı bir 'okul içi şiddet' vakasına karışan veteran oyun kurucu, NCAA ekiplerinden Charleston'da koçluk görevine getirilme fırsatını da kılpayı kaçıracaktı.

Reggie Miller



Ne büyük talihtir ki 'The Malice' vuku bulurken, Reggie Miller sakatlığı sebebiyle oynamıyordu ve takım elbiseliydi. Yine de bir şekilde işin içine karışmıştı ve bu ona 1 maçlık cezaya mal oldu. Açıkçası bu olay, Miller'a, kariyerine ve halk üzerindeki itibarına pek de etki etmedi. Kariyerinde 5 kez All-Star olan Miller, emekliliğinden sonra Şöhretler Müzesi'ne (Hall of Fame) layık görüldü ve halen TNT'de yorumculuk yapıyor.

David Harrison



Harrison, olay vuku bulduğunda çaylak sezonunu oynuyordu. Maç cezası almadı, ancak daha sonra para cezası, zorunlu halk hizmeti ve şartlı tahliye gibi yaptırımlara maruz kaldı. 2007-08 sezonuna dek Indianapolis'te kalan dev pivotun yasaklı madde vakası, NBA kariyerinin sonunu hazırladı. Harrison, 'The Malice' sonrası paylaştığı bir mesajda ''Bir Play-Off takımını, bir ilk beş ve üç yedek oyuncunun karıştığı bir vakayı ateşlemek adına feda ettik'' diyecekti. Onun sonu da NBA'in arka bahçesine dönüşen Çin Ligi oldu.

Ahmet Melik SUBAŞI
ahmet.subasi@fanatik.com.tr
@ahmetmsubasi

Haberin Devamı
YORUM YAZ