MENÜ

Sporun elçisi Burcu Çetinkaya

Rallide ülkemize uluslararası alanda birçok şampiyonluk getiren Burcu Çetinkaya ile samimi bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sporun elçisi Burcu Çetinkaya

Hepimiz onu ralli sporunda elde ettiği başarılarla tanıyoruz. Ancak onun marifetleri yalnızca direksiyon sallamaktan ibaret değil. Voleybol ile kariyerine başlayan Burcu Çetinkaya, basketbol, snowboard, weakboard ve atıcılıkta da oldukça iddialı. Çetinkaya, uluslararası alanda yalnızca rallide ki başarılarıyla değil, Doha'da düzenlenecek ve dünya sporunu bir araya getiren Doha GOALS'te 2 yıl üst üste konuşmacı olarak yer alacak. Bunca başarının yanına, gazetecilikteki hünerlerini de ekleyen Burcu Çetinkaya ile, samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

*Ralli sporuyla nasıl tanıştınız?

Ralli tutkum aslında küçük yaşlarda başladı. 12 yaşında babamla gittiğim bir yarıştan çok etkilendim. Tribünlerin dolu olması, seyircinin yarışa gösterdiği ilgi beni adeta büyülemişti. O andan itibaren ralli benim hayâlim oldu diyebilirim. Ancak bu hayâlin gerçekleşmesi oldukça uzun sürdü. 24 yaşında geldiğimde profesyonel ralli kariyerime başlayabildim. Yavaş yavaş mücadele ederek bu noktalara gelebildim.

* Ülkemizde pek fazla kadın ralli şoforü yok. Belkide ilklerden biri sizsiniz. Bu anlamda kendinizi etrafınızdaki kişilere kabul ettirmekte zorlandınız mı?

Aslında bu anlamda ilk kadın rallici ben değilim. 1926 yılında Samiye Cahid Morkaya, ilk Türk kadın yarışçı olarak tarihe geçmiş bir isim.
Elde ettiği birçok şampiyonlukta var. Rakam anlamında bakacak olursak, evet dediğiniz doğru. 100 erkek varsa, 2-3 tane kadın rallici var. Bu birazda medyanın son dönemde ralliye olan ilgisizliğinden kaynaklanıyor. Yarışan insanlar isimlerini duyurmakta zorlanıyor. Bende ilk zamanlarda zorluk çektim. Bununla ilgili bir anım da var. Bir seferinde köy yolunda yarışırken, bir teyze geldi. Co-pilotumla bana, ''Ne işiniz var dağlarda, gidin evinizde oturun'' demişti. Bunu hiç unutamam. Ancak genel olarak tepkiler hep olumlu yönde.

* Ralli dışında ilgilendiğiniz sporlar var mı?


Aslında spor kariyerimde Eczacıbaşı'nda voleybol oynayarak kariyerime başladım. Sonrasında öğrenimimi gördüğüm Robert Koleji'nde ve Zeyrek Basketbol Takımı'nda 7 sene basketbol oynadım. Ralli kariyerimin yanı sıra Snowboard'da da şampiyonluklar yaşadım. Kısacası sporun birçok dalıyla yakından ilgiliyim diyebilirim. Su sporlarından biri olan wakeboard ile de haşır neşirim. Şimdilerde ata sporu olan atıcılıkla ilgileniyorum. Boş zamanlarımda poligona gidip antrenman yapıyorum.

‘Yarışları bırakmadım geri döneceğim’

* Şimdilerde adınızı yarışlarda pek duyamıyoruz? Kariyerinizi sonlandırdınız mı?


9 yıl aralıksız yarıştım. Bu dönemde oldukça başarılı sonuçlarda elde ettik. Ülkemi bu anlamda iyi temsil ettiğimi düşünüyorum. Dediğim gibi ralli benim tutkum ve bırakmak için genç olduğumu düşünüyorum. Ancak 1 sene nefes almak istiyorum. Şimdilik ara verdim, ancak yeniden döneceğim.

* Gazetecilik deneyiminizden bahsedelim. Son dönemde birçok önemli röportaj gerçekleştirdiniz. En çok dikkat çekenlerden biri FIA Başkanı Jean Todt ile olanıydı. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?


Aslında gazetecilik benim için yeni bir meslek değil. 4 yıl önce Star gazetesinde yazmaya başlamıştım. Yarışlara ara verdiğim bu dönemde de, bu meslekte kendimi daha ileriye taşımak için uğraşıyorum. Röportajlara gelirsek, ben ünlülere yaptığım söyleşilerden se, insanlarla iç içe olabildiklerimi daha çok seviyorum. Örnek verecek olursak, inşaat işçileriyle bir röportaj yapma fırsatım olmuştu. Hayata onlar gibi kuşbakışı bakabilmek, onların çektiği zorlukları bir nebze anlamak, benim için çok özel bir deneyimdi.

* Kitap projeniz olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili detaylar verebilirmisiniz?

Evet, yakın zamanda bir kitap projem var. Ancak detayları paylaşmak için henüz erken. Üzerinde çalışıyoruz.

* Peki, buradan sporun herhangi bir branşına gönül veren, profesyonel anlamda ülkemizi dünyaya temsil etmek isteyen genç kızlarmıza ne gibi öğütler verebilirsiniz?

Türkiye'de bir spor dalında profesyonel olarak ekmek kazanmak çok zor. Ben kendi adıma söylebilirim, 4 sene ralliye başlamak için uğraştım. Her yarışı izledim, gönüllü çalıştım. Ama hep uğraştım. Kararlı olmak, disiplinli çalışmak çok önemli. Özellikle ralli çok mücadele gerektiriyor. Ancak bir insan yaptığı işi sevip, onun için emek veriyorsa bunun tadı da farklı. Tek söyleyebileceğim, kararlılık, disiplin ve çalışmak...

Spor, imkansızlıklar üzerinden imkan doğurur

* Son olarak, Doha Goals'ın bu yılki konuşmacılarından birisiniz. Organizasyonda birçok şampiyon sporcu var. Marian Baroli, Veronica Campbell Brown gibi... Organizasyonla ilgili neler söylersiniz.

Geçen yıl da orada konuşmacı olarak bulundum. 30-40 ülkenin bakanının yanı sıra, tenis efsanesi Boris Becker, futbol efsanesi Arthur Zico gibi isimlerle birlikteydik. Orada ülkemizi temsil etmek gurur verici bir durum. Bir de şöyle birşey var. Oraya sizi ülkeniz göndermiyor. Onlar sizi seçiyor. Uluslararası alanda aldığım başarılar ve İngilizcemin ileri seviye de olmasından ötürü organizatörler sizi seçiyor. Kimse yanlış anlamasın, kendini övmekle ilgili bir durum değil bu. Ancak seçilere oraya gidiyorsunuz. Bu da gurur verici. Organizasyonun amacına gelirsek, dünyada birçok tatsız olaylar yaşanıyor, zulüm var savaş var. Spor ise dünyanın geleceği için önemli bir nokta. Spor imkansızlıkların üzerinden imkanlar doğurabilir. Doha Goals bu anlamda zıt kutupları da bir araya getirebilen bir organizasyon. Sporun geleceği için oldukça önemli.

Neden mi Bursaspor?


Koyu bir Bursasporlu olan Burcu Çetinkaya, fırsat buldukça maçları takip etmeye çalıştığını söyledi. Bursa şehrini çok sevdiği için ve Bursaspor'un spor ruhuyla ve diğer takımlara göre daha düşük bütçelerle mücadele etmesi, tercihini bu yönde kılmasına neden olduğunu ifade etti.

Tolga Kaplan

Haberin Devamı
YORUM YAZ