"Kahraman değilim"

Celustka, “Inter’e attığım gol sonrası kendimi asla bir kahraman gibi görmüyorum. Takım olarak kazandık” dedi. Celustka, Trabzonspor’u seçmesindeki en büyük faktörün Şenol Güneş olduğunu belirterek, “Bunun yanında takımın o dönem Şampiyonlar Ligi ön elemesinde mücadele edeceğini biliyordum. Avrupa’da futbol oynamak çok cazip geldi ancak en büyük faktör Şenol Güneş’in burada teknik direktörlük yapması oldu” dedi.

STUTTGART VE WERDER BREMEN DE BENİMLE İLGİLENDİ
Trabzonspor dışında kendisiyle ilgilenen başka kulüpler olduğunu da söyleyen Celustka, “Trabzonspor’a transferim biraz da benim kulübe sıcak bakmamla gerçekleşti. Tabi ki benimle ilgilenen başka kulüplerde vardı. Almanya’nın Stuttgart ve Werder Bremen takımları da benimle ilgilendi. Tabi ki Bundesliga’nın iki güçlü ekibinin benimle ilgilenmesine memnun oldum ama somut bir şekilde hareket eden kulüp Trabzonspor’du. Ben de artık ülke dışına çıkmam gerektiğini hissettim. Trabzonspor’un ilgisi ve takımın başında Şenol Güneş’in olması transferimde önemli rol oynadı” diye konuştu.

“SAVUNMANIN SAĞINDA DAHA RAHAT OLUYORUM”
Savunmanın her bölgesinde görev alabileceğini de vurgulayan Celustka, “Ben bir defans oyuncusuyum ve futbola sağ bek olarak başladım. Kendimi bu bölgede daha rahat ve başarılı buluyorum. Tabi ki bunun yanında sol bek ve stoper de oynayabilirim. Şenol Güneş çok iyi bir teknik direktör. İnsan psikolojisinden çok iyi anlıyor. Bizim dertlerimizle ve problemlerimizle yakından ilgileniyor. Her konuda yardımcı olmaya çalışıyor. Türkiye ve dünya çapındaki kariyeri de belli. Gerçekten büyük saygı duyduğum ve beğendiğim bir teknik adam. Sonuçta ben bir savunma oyuncusuyum ve benden üzerime düşen görevi eksiksiz yapmam bekleniyor” ifadelerine kullandı.

“INTER’E ATTIĞIM GOL SONRASI YAŞADIĞIM DUYGU TARİF EDİLEMEZ”
Inter’e attığı gol sonrası kendisini inanılmaz derece mutlu hissettiğini de belirten Celustka, şöyle konuştu: “Tarifsiz bir duygu. İnter’e gol atmak rüya gibi ama benim yaşım genç. Futbol oynamak için önümde uzun bir yol var. Kendimi asla bir kahraman gibi hissetmiyorum. Bana göre takım olarak kazandık. Bütün oyuncular birbirine çok iyi yardımcı oldu. Golü arkadaşlarım sayesinde attım. Yenilseydik attığım golün hiçbir anlamı olmayacaktı.”

“BU FORMAYI GURURLA VE ŞEREFLE TAŞIMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Celustka, transfer olduğu günden itibaren kendisine forma şansının geleceğine inandığını belirterek, “Ben Trabzonspor’a transfer olduğum günden beri şansın bana geleceğini biliyordum. Piotr Brozek’in üzücü sakatlığıyla bu şans bana geldi. Ben de bu şansı iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Trabzonspor’da ilk resmi maçıma Benfica karşısında çıktım. Sonrasında formamı hiç bırakmadım bırakmayı da düşünmüyorum. Bu değerli formayı gururla ve şerefle taşımaya devam edeceğim” dedi.

“GOL VURUŞU SIRASINDA SAPARA’YI GÖRMEDİM BİLE”
Celustka, Inter’e attığı golde, “Sapara’ya neden pas vermedin?” sorusuna ise, “Maça üst düzey konsantre olmuştum. Pozisyon oluştuğunda doğruyu söylemek gerekirse Sapara’yı görmedim bile. Halil’in şutu direkten döndüğünde topu ayağıma aldım ve sadece golü düşündüm. Zor bir pozisyonda olmama rağmen vuruşum gol oldu. İnter’i 28 yıl önce yine 14 Eylül’de mağlup etmiştik. 28 Numaralı formayı giyiyorum. Bence bu olay tamamen kaderin bir cilvesi. Bu kadar tesadüfün üst üste gelmesi gerçekten çok ilginç. Yaradanın bir takdiri olduğunu düşünüyorum. Önceleri 14 Eylül’ün benim için bir anlamı yoktu. Bundan sonra ise Trabzonsporların olduğu gibi benim için de tarihi bir gün olacak ve ömür boyu asla unutmayacağım” diye konuştu.”

“HAYALİM ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE OYNAMAKTI”
Çek futbolcu, Şampiyonlar Ligi’nde, UEFA’nın ilk hafta on birine seçilmenin ayrı bir gurur ve onur verdiğini de ifade ederek, “Benim için çok büyük bir olay. Genç bir oyuncu olarak böyle bir başarı karşısında kendimi inanılmaz iyi hissettim. Zaten küçük yaşlardan beri hayalim bir gün Şampiyonlar Ligi’nde oynamaktı. Ben bu hayalime İnter karşısında ulaştım ve daha ötesi UEFA’nın ilk hafta on birine seçildim. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, tekrar söylüyorum biz bu 3 puanı takım olarak kazandık. Bu konuda takım arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum” dedi.

“GRUPTAN ÇIKMA ŞANSIMIZI YÜKSEK GÖRÜYORUM”
Gruptaki şanslarının yüksek olduğunu da ifade eden genç savunma oyuncusu, “İki maçta 4 puan aldık. Bu bizim için büyük bir başarı sayılır. Ama daha önümüzde oynayacağımız maçlar var. Biz bu maçlara kendimizi iyi hazırlamamız gerekir. Samimiyetle bu gruptan çıkma şansımızı yüksek görüyorum. Bu saatten sonra gruptan çıkamazsak bize çok yazık olur. Ama öyle bir ihtimali aklımıza bile getirmiyoruz” şeklinde konuştu.

“TÜM OYUNCULARLA ÇOK İYİ ANLAŞIYORUM”
Celustka, Türkiye’ye uyum sağladığını da ifade ederek, “Ben buraya geldiğimde kadroda 3 Polonyalı oyuncu vardı. Sonra Adrian ve Slovak oyuncular geldi. Kadroda bu oyuncuların olması benim açımdan elbette ki çok sevindirici. Polonyalı ve Slovak oyuncularla çok iyi arkadaşız ama takım içinde genel olarak çok iyi dostluk bağları var. Tüm oyuncu arkadaşlarımla iyi anlaşıyorum. Takımdaki deneyimli oyuncuların bana büyük yardımları ve katkıları oluyor. Adrian’la da komşuyuz. Üstelik benim sevgilimle onun eşi çok iyi arkadaşlar” dedi.

“BABAMIN FUTBOLUMDA KATKISI BÜYÜK”
Küçüklükten beri futbolu hızlı oynamak için çalıştığını da söyleyen Celustka, “Babam da bir futbolcuydu. Özelliklerimizin de birbirimize benzediği söylenir hep. Belki de bu genetik yapıdan kaynaklanan bir şeydir. Ayrıca küçüklükten beri çok çalışıyorum. Antrenmanlardan sonra bile çalışmaya devam ederdim. Hatta evimin bahçesinde de güç ve sürat antrenmanları yaptım. Babam her zaman bana antrenmanlar dışında çalışmanın önemini vurgulardı. Onun da katkısıyla bu hale eldim” diye konuştu.

YUNUS EMRE SEL/TRABZON, (DHA)