MENÜ

Fener nasıl yıkıldı?

Sezona müthiş başlayıp 8'de 8 yapan Fenerbahçe, ne oldu da zirve yarışından her geçen hafta biraz daha uzaklaşmaya başladı. Fenerbahçe'yi adım adım izleyen Yusuf Dursun, Yalçın Türk ve Can Gebetaş, kötü gidişi masaya yatırdı.

Fener nasıl yıkıldı?

1 Aykut Kocaman’ın, Daum’dan habersiz sportif direktör yapılması takımı iki başlı yaptı. Futbolcular bu ikiliden biriyle görüşmek istediklerinde köşe kapmaca oynamaya başladı.

2 Daum’un, “seks skandalı doğruymuş” demesi, futbolcuların kendisine olan güvenini sıfıra indirdi. Önder ve Kazım’ın kadro dışı bırakılmaları, herkesi tedirginliğe sürükledi.

3 Kötü futbola rağmen ilk yarının 3 kulvarda lider bitirilmesi, sorunların üstünün örtülmesini sağladı. Buna bağlı olarak ara transferde gereken takviyeler yapılamadı.

4 Aziz Yıldırım’ın, “3 yıl şampiyonluk” sözü takımda büyük baskı yarattı. Başarısız sonuçların ardından takımda gruplaşmalar başladı; Türkler-Brezilyalılar ayrıştı.


Bu sorunun yanıtını aramak için sezon başına gitmek gerekiyor. Daha önce kovulan Daum’un tekrar takımın başına getirilmesi; bir de Alman hocanın haberi olmadan Aykut Kocaman’ın sportif direktör yapılması, kötü gidişin fitilinin ateşlenmesi demekti. Çünkü bu durum, daha sezon başlamadan takımda çift başlılık yaratmıştı. Öyle ki, futbolcular bu ikiliden biriyle görüşmek istediklerinde Samandıra’da adeta köşe kapmaca oynamaya başlamışlardı. “Acaba onunla görüştüğümü, öteki görür ve yanlış düşünür mü? Başıma bir iş gelir mi” düşünceleri içindeki futbolcular, sıkıntılarını hoca veya sportif direktörle paylaşma konusunda büyük sıkıntı yaşadı. 7 senedir idari menacer olarak çalışan Volkan Ballı’nın görevden alınması, daha önce dertlerini kendisine anlatan futbolcular için bir başka darbeydi. Önder ve Kazım’ın özel hayatlarındaki disiplinsizlikler nedeniyle kadro dışı bırakılmaları; ardından Kazım Toulouse’ye kiralanırken, Önder’in sessiz sedasız affedilmesi, disiplin zaafiyeti doğmasına neden oldu.


Sonuçlar, kötü futbolun üstünü örttü

Asıl sorunsa, gazetelere yansıyan “seks skandalı” konusunda Daum’un, Alman basınına, “Bu konu doğruymuş” demesiydi. Alman hocanın bu sözleri, olayda adı geçsin geçmesin, tüm futbolcuları şok etmiş ve “Arkamızda durması gerekirken, bizi basına malzeme ediyor. Hem de yaşanmamış birşey yüzünden” diyerek tavır almalarına neden oldu. Sezona 8’de 8 yapılarak başlanmasına karşın, medyada yer alan, Fenerbahçe’nin kötü oynadığı eleştirileri gözardı edildi. İlk yarının ligde ve Avrupa’da lider bitirilmesi, kupada başarılı sonuçlar alınması, kötü oyun gerçeğinin gözardı edilmesine yol açtı. Bu yüzden Daum’un ısrarla bazı mevkilere oyuncu alınmasını istemesine karşın, buna yanaşmayan yöneticiler, sadece Gökhan Ünal’ı transfer etmekle yetindi. İkinci yarıda, şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde üst üste yaşanan sakatlıklar, bu yanlışı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Daum’un sezon başından beri aynı oyuncularda ısrar etmesi, diğerlerini hazır tutmamasının yanlışlığı, bu futbolcuların zorunlu olarak sahaya sürülmesiyle ortaya çıktı. Başkan Aziz Yıldırım’ın sezon başlamadan, “Üst üste şampiyonluk” sözü vermesi, futbolcular üzerinde büyük bir baskı ve stres yarattı. Bunun etkileri de, kötü sonuçlar alındıkça daha iyi görülmeye başlandı. Başkan’ın sözünü yerine getirmek isteyen futbolcular, bir gol yediklerinde veya kötü sonuç aldıklarında, büyük panik ve tedirginlik yaşar oldu. Bu durum stres yaratırken, herkes kendine göre çare aramaya başladı.

Takımda gruplaşmalar başladı
Bu da takımda gruplaşmalara yol açtı. Brezilyalılar’ın bazıları bir tarafta, Türkler’in bir kısmı başka bir taraftaydı. Devre arasında patlayan Semih olayı da bir başka sorundu. Yönetimin kendisine haber bile vermeden sözleşmesini uzatmak için federasyona başvurması, golcü oyuncunun da bunun üzerine aksi karar için başvuruda bulunması, ipleri gerdi. Büyük paralar ödenen Mehmet Topuz’un beklenenin çok altında bir performans sergilemesi; Güiza’nın kötü oynamasına rağmen, devamlı ilk 11’de yer bulması; Uğur Boral’ın çok iyi oynamaya başladığı dönemde sakatlanıp sezonu kapatması; Roberto Carlos’un devre arasında kaçarcasına ülkesine dönmesi ve ardından yaptığı, “Fenerbahçe’de sevgisizlik ortamı olduğu” eleştirileri; bazı futbolcuların zorunluluktan sakat sakat oynatılmaları ve bu yüzden tam randıman verememeleri; 3 kulvarda üst üste oynanan maçların getirdiği fiziki ve ruhsal yorgunluklar; Takımın belkemiği isimlerinden Lugano’nun yokluğunda savunmada yapılan basit hatalar ve yenilen goller üst üste binince, kötü gidiş adeta kaçınılmaz oldu.

Yusuf Dursun, Yalçın Türk, Can Gebetaş

2

Haberin Devamı
YORUM YAZ